Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, davalı tarafından düzenlenen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin fekki istemine ilişkin olduğu, davaya dayanak işlemin bankacılık işleminden kaynaklandığı, ...'nin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı kararı uyarınca ''1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142....

    bilgilerinin yer aldığını, sözleşmenin 19. sayfasında yer alan ödeme planı detay bilgilerinde kredi türünün açık ve net olarak "konut kredisi" olarak geçtiğini, tapu kaydında da ipoteğin konut kredisine dayandığı açıkça görüldüğünü, bankadan gelen yazı cevabında da ipoteğin devam ettiğinin ve borcun konut kredisine dayalı olduğunun belirtildiğini, tapu müdürlüğünden gelen belgelerden de kredinin, ipoteğin konut kredisi olduğunun anlaşıldığını, kredi sözleşmesinin konut için yapıldığının, konut kredisi kullanıldığının ve taşınmazın zorunlu konut kredisine istinaden ipotek verildiğinin açık olduğunu, müvekkilinin ipoteği Akbank lehine kendi serbest iradesi ile kurmadığı gibi, tüketici kredisi sözleşmesi için de kurmadığını, söz konusu ipotek, mesken (konut) kredisine istinaden kurulmuş zorunlu bir ipotek olup, müvekkilinin meskeniyet iddiasında bulunmasını engellemediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir....

    Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarih ve 5582 sayılı Yasa'nın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; “Konut Finansmanı Sözleşmeleri” de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir....

      Dava, genel kredi sözleşmesine teminat olarak tesis edilen ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Genel kredi sözleşmeleri 6102 sayılı TTK'nun 4/1- f maddesinde düzenlenen işlemlerden olduğundan bu sözleşmeleri teminen tesis edilen ipotek işlemlerinin de anılan yasa hükmü kapsamında ticari dava olduğunun kabulü gerekir. Görev dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiğinden somut olayda uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin kaldırılması istemi olduğu anlaşılmakla uyuşmazlık Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görev alanına girdiğinden yerel mahkemenin görevsizlik kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Davacının istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'nun 353/1- b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

      ün 10.06.2013 tarihinde 58 numaralı bağımsız bölümü16.10.2012 tarihli 1.derece 168.750 TL bedelli ipotekli şekilde satın aldığı, birleşen davacı ... ile davalı banka arasında 28.09.2012 tarihinde 56.250,00 TL ana para tutarlı sabit faizli konut finansman kredisi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden 16.10.2012 tarihli 168.750, TL bedelli ipoteğin banka lehine tesis edilmiş olduğu, birleşen davacı ...'in konut finansmanı kredisi sözleşmesine istinaden bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle; davaların kabulü ile asıl ve birleşen davacıların davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin fekkine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı vekili; birleşen davacı ...'...

        Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüte düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile kredi kartı alacağının tahsili amacıyla limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip, borçluya İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, borçlu ise takibin iptalini istemiştir....

          Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; “Konut Finansmanı Sözleşmeleri” de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri,borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir....

            Sıradaki ipotek alacaklısına karşı açmış olduğu ipoteğin fekki davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ipotekli taşınmazda 2. Sırada ipotek alacaklısı olan davalının 1. Sıradaki ipoteğin fekkini isteyebilip isteyemeyeceği noktasındadır. Davacı banka, davalı bankanın kredi müşterisi Ayşe Filiz Budak'tan ipoteğe konu taşınmazı satın alan Ali Tolukoğlu'na kredi açmış ve bu kredi teminatı olarak davalının kredi müşterisinin devrettiği taşınmaz üzerine alt derecede ipotek tesis etmiştir. Davacı banka tarafından Ali Tolukoğlu hesabından davalı Banka nezdindeki bir hesaba 17.02.2017 tarihinde 110.000,00 TL'yi "konut alım bedeli" açıklaması ile göndermiştir. Ancak davalı Banka Ayşe Filiz Budak'ın kredi riskinin devam ettiği gerekçesiyle dava konusu ipoteği kaldırmamıştır....

            Karara karşı, taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar ve birleşen davada davalılar vekilinin tüm, asıl davada davalı ve birleşen davada davacı banka vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Asıl dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit, ipoteğin fekki ve bir kısım davacılar için manevi tazminat istemidir. Birleşen dava ise; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline dayalı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

              İpoteğin bağlı krediden kaynaklanması durumunda bu kredi borcunun tamamının ödenip ödenmediğinin de dosya kapsamında anlaşılmadığı, davalılar arasındaki krediden kaynaklanan ipotek ile davacının davalı bankadan kullandığı krediden kaynaklanan ipoteğin farklı olduğu, bu durumda İDM'ce delillerin değerlendirilerek ipoteğin kaldırma koşullarının araştırılması gerekir. Davalı Dumankaya Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davalı yüklenici mücbir sebep itirazında bulunmuş ve 684 sayılı OHAL kapsamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında kanun hükmü uyarınca, dava açılması için öngörülen sürenin beklenmediği ileri sürülmüş ise de dosya içindeki bilgilerden davalı şirketin TMS'ye devredilen şirketlerden olmayıp sadece yönetim kayyumu atanmasına karar verilen şirketlerden olduğu anlaşılmakla davanın açılma süresinde bir yanlışlık bulunmadığı değerlendirilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu