Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - İPOTEĞİN FEKKİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, görme engelli olduğunu ve okuma yazma bilmediğini, davalı ...’ın davalı abisi İbrahim’in icra tehdidi altında olduğunu, adına kayıtlı 13 numaralı bağımsız bölümü devretmesi halinde bankadan kredi temin edebileceklerini söylemesi üzerine taşınmazı bedelsiz olarak onların isteği doğrultusunda davalı ...’a devrettiğini, davalı bankadan kredi çekildiğini ve taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, ne var ki banka borcunun ödenmediğini, taşınmazın icra kanalıyla satışa çıkartıldığını, saffet ve hulusundan faydalanan davalılar tarafından kandırıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil ile banka tarafından işlenen ipoteğin fekkini istemiştir....

    in konut satın almak için davalı bankadan konut kredisi kullandığı, bu krediyle satın aldığı konut üzerine konut kredisinin teminatı olarak ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, üzerinde ipotek bulunan konutu dava dışı ... satın aldıktan sonra konut kredisinin kalan borcunu ödemiş ve daha sonra konut üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı banka bu ipoteğin sadece konut kredisinin teminatı olarak alınmadığını, konut sahibi ...'in bankanın kredi sözleşmelerindeki kefaletlerinin de teminatı olarak alındığını belirterek, ipoteğin kaldırılmasını kabul etmemiş ve dava dışı ...'in , banka müşterisi ... Tekstil Şirketi arasında ile banka arasında imzalanan 23.10.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinin kefili olduğunu belirtmiştir. Genel kredi sözleşmesinin 61 ve 69. maddeleri ile ...'in 30.04.2010 tarihli ipotek tesciline ilişkin akit tablosunun incelenmesinde ipoteğin, ipotek veren ...'...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 09/07/2021 NUMARASI: 2021/588 2021/702 DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) Taraflar arasındaki davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Bakırköy 8. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin fekkine ilişkindir. Bakırköy 8. Tüketici Mahkemesince, "... davacı ile davalı ... İnş.San.Tic.A.Ş.arasında tüketici işlemine dayanak tutulan taşınmaz satış sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmesi suretiyle başkaca tüketici işlemi kalmadığı, davacı ile davalılar ... A.Ş. Ve ... A.Ş. arasında da herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı ... Şirketinin davalı ... AŞ. Ve ... A.Ş. ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği, ancak ipotek alacaklısının ... A.Ş. ve ... A.Ş. , ipotek borçlusunun ise bir diğer davalı ......

        Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan; “ Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ....... tarafından adı geçen lehine açılmış ve açılacak konut finansmanı kredileri, tüketici kredileri ve her türlü krediler nedeniyle adı geçenin alacaklı bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarından ... ipotek etmeyi kabul ediyorum/z” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'nin 29/05/2017 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin konut kredi sözleşmesinden kaynaklandığını bildirmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır ( Yargıtay 12. HD'nin 18.01.2021 tarihli, 2020/5067 E, 2021/446 K. sayılı içtihadı)....

        Takip borçlusu tarafından imzalanan konut finansman sözleşmeleriyle, bireysel finansman kredilerinin teminatının da bedeli paylaşıma konu taşınmaz olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, davalı bankanın, konut kredi sözleşmesi kapsamındaki alacağı yanında bireysel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları için de taşınmazın satış bedelinden pay alabileceğinin kabulü gerekir. Nitekim, Dairemiz bozma ilamında, sadece kredi kartından kaynaklı alacağın ipotek kapsamında olmadığı belirtilmiş olup, bozma ile oluşan usuli müktesap hakka da aykırı olarak, hüküm tesisi doğru olmamıştır....

          nun taşınmaz üzerinden çekilen konut kredisi borcunu ödediğini, ipoteğin kaldırılması için bankaya başvuru yapıldığı halde ipoteğin kaldırılmadığını, davalı alacaklı bankanın 16. İcra Müdürlüğünün 2013/7209 sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkilinin, ...'nun borcundan sorumlu olmadığının tespiti ile ipotek borcunun ödenmesi nedeniyle taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, banka kredisinden kaynaklanan ipoteğin fekki nedeniyle davacının borçlu olmadığına yönelik açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda, davacıya kredi kartından doğan borcun bildirilmesinin 24/04/2013 tarihli ihtarnameyle yapıldığı, bu durumda ipotek resmi senedinin tüketici mevzuatı kapsamında konut kredisi ve kredi kartı işlemleriyle birlikte dava dışı ...'...

            Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüte düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, konut kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip, borçlulara İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, ipotek veren/borçlu takibin iptalini istemiştir....

              Davalı vekili, dava konu icra takibinin mükerrer olduğunu müvekkilinin taşınmazındaki ipoteğin davacı bankadan kullanılan konut finansman kredisi için tesis edilmiş ipotek olduğunu, bu krediden dolayı ödenmemiş borcunun bulunmadığını, takip konusu borcun konut finansmanı dışında kullandırılan tüketici kredisi ve kredi kartından kaynaklanan borçları olduğunu, davacı bankanın kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir....

                bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde balğı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T6 Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu...

                UYAP Entegrasyonu