Öte yandan somut olayda yüklenici işçisinin hizmet aktinin feshi sonrasında işveren ve yüklenici aleyhine açtığı işe iade davasında davanın işçi lehine sonuçlandığı, işe iade edilmeme halinde de bir bedel ödenmesine karar verildiği ve işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işverenin işçiye bu bedeli ödediği anlaşılmaktadır. İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorundadır. İşverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesi mümkün değildir. Ayrıca İş Mahkemesince işveren ve yüklenici müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu durumda işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerekir....
Ayrıca konut edindirme yardımına ilişkin kesintinin ilgililerin iradeleri dışında, idarenin kamu gücü kullanılarak yapıldığı, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olduğu gözetildiği ve benzer mahiyette olan tasarruf kesintisi, kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle, idareye karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, idari yargı yerinin görevli olduğuna dair Uyuşmazlık Mahkemesi 06.12.2010 tarih ve 2010/186-256 E-K sayılı kararı da dikkate alındığında bu tür bir uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerekir. 2577 sayılı İYUK. gereğince “idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları zarar görenler tarafından açılacak tam yargı davaları” idari dava olarak belirlenmiştir....
Somut olayda, mahkemece konut edindirme yardımı alacağının tahsiline yönelik eldeki davada uyuşmazlığı çözme görevinin İdari Yargının görev alanına girdiği gözetilerek HMK’nın 115’inci maddesine göre dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken mahkemenin görevsiz olduğu ve süresinde talep bulunmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile yerel mahkemenin görevsizlik ve davanın açılmamış sayılmasına dair kararlarının BOZULMASINA, 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
İş Mahkemesi ve ... 4.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının 3320 sayılı Kanun uyarınca ödediği konut edindirme yardımının tespiti ve yoksun kaldığı ödemenin tahsili talebine ilişkindir. Kayseri 3.İş Mahkemesince, 3320 sayılı Kanunda uyuşmazlıkların çözümünde görevli mahkemenin belirtilmediği, davacı ile davalı arasında iş hukukundan kaynaklanan işçi veya işveren ilişkisi olmadığı, davalı kurumun 3320 s. Kanun kapsamında sadece takip ve tahsil yükümlülüğü olduğu, yardımların değerlendirilmesinde ve ödenmesinde herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kayseri 4.Sulh Hukuk Mahkemesi ise, konut edindirme ödemelerinin davacının işçi olarak çalıştığı döneme ilişkin olduğu ve işçi alacağı niteliğinde olduğu, 3320 s....
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar....
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar....
Dava; kira sözleşmesinin haklı feshi sebebiyle ödenen kira bedellerinin iadesi ya da feshin mahkemece haksız görülmesi halinde hesap edilecek makul süre kira bedelinin ödenen tutardan düşülerek, bakiye tutarın iadesine karar verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 18.06.2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin varlığı hususunda, uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiracı 31.12.2015 tarihli ihtar ile, Rusya ile yaşanan kriz nedeniyle futbol sahasını kullanması planlanan ve piyasının %90 'nını oluşturan Rus takımlarının öngörülmesi mümkün olmayan kriz nedeniyle sözleşmelerini iptal ettiğinden sahanın kendilerince kullanılmasının hukuken imkansızlaştığını bu nedenle sözleşmenin tarafları arasındaki dengenin katlanılmaz şekilde bozulduğundan sözleşmenin feshedildiğini davalıya ihtar etmiştir. Davalı ise ihtara cevabında feshi kabul etmediklerini beyan etmiştir....
Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı, 09/02/2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21/01/2013 gün ve 2013/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu kararda, işçilik alacağı ile birlikte 5664 sayılı Kanundan kaynaklanan konut edindirme yardımı alacağı talep edilmiştir. Konut edindirme yardımı alacağı ile ilgili hüküm miktar itibariyle kesin olup işin esasına girerek temyiz incelemesi yapmak mümkün değildir. İşçilik alacakları ile ilgili hükmün temyiz incelemesini yapmakla görevli Daire ise Yargıtay Yüksek 7.Hukuk Dairesidir. Ne var ki; Yedinci Hukuk Dairesinin 08/07/2013 gün ve 2013/19189 E 2013/12891 K sayılı ilamı ile Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiğinden oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16/09/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır....
KARAR Davacı vekili; müvekkilinin, dar gelirli aileleri konut edindirme projesinden yararlanmak için davalı belediyeye yaptığı başvurunun kabul edildiğini ve yapılan noter çekilişi ile 188 m² yüzölçümlü arsa tahsisinin yapıldığını, ancak satış bedelinin müvekkilince taksitler halinde ödenmesine rağmen, davalı belediyenin arsa tahsislerini iptal ettiğini, akabinde ise bölgenin imar planının değiştirildiğini, bu nedenlerle arsanın devrinin talep edilmesinin imkânsız hale geldiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkiline tahsis edilmiş olan taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı belediye vekili, davanın reddini dilemiştir....