Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyaya ibraz edilen Kuşadası Belediyesinin 4.10.2007 tarihli yazısında, ... clup adı altında işletilen alana ait taşınmaza 1999 yılında, 2126,68 metrekare apart konut, cafeterya ve idari bina için 2001 yılında 720 metrekarelik otel için ve 2004 yılında ise 3321,18 metrekarelik apart için ruhsat verildiğini, bu bölümlerden 720 metrekarelik kısmına yapı kullanma izin belgesi verildiğini bildirmiştir. O halde devre tatil alanı için yapı kullanma izninin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğu yoktur. Bu nedenle , mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 26.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dosyaya ibraz edilen Kuşadası Belediyesinin 4.10.2007 tarihli yazısında, Prestij clup adı altında işletilen alana ait taşınmaza 1999 yılında, 2126,68 metrekare apart konut, cafeterya ve idari bina için 2001 yılında 720 metrekarelik otel için ve 2004 yılında ise 3321,18 metrekarelik apart için ruhsat verildiğini, bu bölümlerden 720 metrekarelik kısmına yapı kullanma izin belgesi verildiğini bildirmiştir. O halde devre tatil alanı için yapı kullanma izninin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğu yoktur. Bu nedenle , mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 12.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi _K A R A R_ Dava, konut satış sözleşmesinin feshi, ödenen bedelin iadesi ve yapılan masrafların tahsili isteğine isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Öte yandan somut olayda yüklenici işçisinin hizmet aktinin feshi sonrasında işveren ve yüklenici aleyhine açtığı işe iade davasında davanın işçi lehine sonuçlandığı, işe iade edilmeme halinde de bir bedel ödenmesine karar verildiği ve işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işverenin işçiye bu bedeli ödediği anlaşılmaktadır. İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorundadır. İşverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesi mümkün değildir. Ayrıca İş Mahkemesince işveren ve yüklenici müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu durumda işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerekir....

          İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar....

            TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava; davacı adına tahakkuk ettirilen konut edindirme yardımının … Bankasına yatırılmamasına ilişkin işleme karşı açılmıştır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK' nın 353. Maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dava, arsa tahsis sözleşmesinin feshinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Davacı, dar gelirli aileleri konut edindirme projesinden yararlanmak için davalı belediyeye yaptığı başvurunun kabul edildiğini ve yapılan noter çekilişi ile arsa tahsisinin yapıldığını, ancak satış bedelinin taksitler halinde ödenmesine rağmen, davalı belediyenin arsa tahsislerini iptal ettiğini, akabinde ise bölgenin imar planının değiştirildiğini, bu nedenlerle arsanın devrinin talep edilmesinin imkânsız hale geldiğini ileri sürerek arsanın dava tarihindeki rayiç değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının geçerli satış sözleşmesinin feshi nedeniyle, davalıdan taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini talep edebileceği kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Ayrıca konut edindirme yardımına ilişkin kesintinin ilgililerin iradeleri dışında, idarenin kamu gücü kullanılarak yapıldığı, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olduğu gözetildiği ve benzer mahiyette olan tasarruf kesintisi, kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle, idareye karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, idari yargı yerinin görevli olduğuna dair Uyuşmazlık Mahkemesi 06.12.2010 tarih ve 2010/186-256 E-K sayılı kararı da dikkate alındığında bu tür bir uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerekir. 2577 sayılı İYUK. gereğince “idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları zarar görenler tarafından açılacak tam yargı davaları” idari dava olarak belirlenmiştir....

                  Davalı vekili 11/01/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkili şirketin şubesine gelerek faizsiz şekilde konut sahibi olmak amacıyla konut edindirme sözleşmeleri hakkında bilgi aldığını ve müvekkili ile ilk olarak 02.06.2020 tarihinde konut edindirme sözleşmesi akdettiğini, söz konusu sözleşme ile davacının müvekkili tarafından 150.000,00- TL bedelinde bir konutun finanse edilmesini istediğini ve taksit sayısını 240 ay olarak belirlediğini, müvekkilinin KDV dahil 14.665,00- TL organizasyon ücreti ödemeyi üstlendiğini, davacı tarafın, ödemelerine devam ederken sözleşme kapsamında taksit sayısını azaltmak istediğini ve taksit sayısının 140 aya düşürüldüğünü, organizasyon ücreti ve konut bedelinde bir değişiklik yapılmadığını, davacının talebi doğrultusunda yapılan değişiklikler doğrultusunda 12.7.2021 tarihinde yeni bir sözleşme akdedildiğini, davacı tarafın, ödemelerine devam ederken müvekkiline ihtar göndermiş ve ödediği bedellerin iadesini istediğini ancak...

                  Somut olayda, mahkemece konut edindirme yardımı alacağının tahsiline yönelik eldeki davada uyuşmazlığı çözme görevinin İdari Yargının görev alanına girdiği gözetilerek HMK’nın 115’inci maddesine göre dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken mahkemenin görevsiz olduğu ve süresinde talep bulunmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile yerel mahkemenin görevsizlik ve davanın açılmamış sayılmasına dair kararlarının BOZULMASINA, 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

                    UYAP Entegrasyonu