Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.09.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.05.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        KOMŞULUK HUKUKUKOMŞULUK HUKUKUNA AYKIRI DAVRANMAK 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 737 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.10.2003 gününde verilen dilekçe ile eiatmanın önlenmesi, kal ve maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.09.2006 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların kal suretiyle giderilmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının, davacının işlettiği "Ö......

          Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz....

            Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Somut olaya gelince; Mahkemenin 2012/13 D.İş dosyasında yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda; davacının binasının zemininde meydana gelen zarar ve rutubete, davalıya ait su kuyusunun neden olduğu ve kapatılması gerektiği bildirilmiştir....

              -Davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik karar düzeltme sebeplerine gelince; daha önceki bozma ilamımızda maddi tazminata yönelik olarak eksik inceleme gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de manevi tazminat yönünden davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmediği anlaşılmıştır. Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup mahkemece, davalının yapmış olduğu hafriyat çalışması nedeniyle davacıların maliki olduğu dükkanın zarar gördüğü iddiasına dayalı manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Kural olarak sadece kişilik hakkı ihlal edilen kimse manevi tazminat isteyebilir. Malvarlığının ihlali sonucunda ortaya çıkan zararlar için manevi tazminat istenemez. Malvarlığına yönelik eylemler de şüphesiz kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir ise de kişisel hakkı ihlal eden eylem niteliğinde kabul edilemez....

                Davacı, komşu taşınmaz maliki davalının yaptığı inşaat çalışmaları sonucunda ev ve ağaçlarının zarar gördüğünü belirterek tazminat isteminde bulunmuştur. Somut olayda, dava komşuluk hukukuna aykırı davranış nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin olup mahkemece davanın niteliği davalı idarenin eyleminden kaynaklı tazminat olarak değerlendirilip ,idari yargı görev alanına girdiğinden bahisle dava şartı yokluğundan reddine dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklı tazminat istemine ilişkin davanın çözüm yerinin adli yargı olduğu ve Türk Medeni Kanununun komşuluk hukukuna dair hükümleri çerçevesinde uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir....

                  Komşuluk hukukundan söz edilirken sadece duvarın su basmasına sebep olduğundan söz edilmediğini, d. Bu duvarın yapılması ve demir kapının kapanması sebebiyle, imar yolu da açılmadığından müvekkilinin evine sadece (24) parsel ile aralarında bulunan (dar çıkmaz yoldan) gidebildiğini, e. Yolun darlığı ve araç geçip geçemeyeceğinin incelenmediğini, f. Komşuluk ve akrabalık hukukunun nazara alınmadığını, g. Önceki karar davalı tarafından temyiz edilmemiş olup, son karar ile ilk kararda davalı lehine verilen 1.500,00 TL vekâlet ücretinden fazlasına karar verilemeyeceği ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, komşuluk hukukundan kaynaklı uyuşmazlığın çözümü ile elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın reddi kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk a....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 11/11/2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi tazminat ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; maddi tazminatın kısmen kabul ve kısmen reddine, manevi tazminatın reddine dair verilen 02/10/2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece, hükmedilen miktar karar tarihi itibariyle 5219 sayılı Yasanın 2 A maddesinin c fıkrası gereğince HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının altında olduğundan karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyizi halinde mahkemece veya 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay’ca temyiz isteminin reddine karar verilebilir....

                      UYAP Entegrasyonu