Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zarar tehlikesinin belirlenebilmesi için mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir. Somut olayda davacı, davalının kendi taşınmazı üzerine yaptırdığı evinin, taşınmazına tecavüz ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, taşınmazın eski hale getirilmesine ve 4.000TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

    , taşınmaz üzerinde uzun süredir inşaat faaliyetlerini sürdüklerini, sürdürülen inşaat faaliyetleri neticesinde müvekkillerinin binasının yıkılma ve daha fazla zarar görme tehlikesinin mevcut olduğunu belirterek; davalı şirketin hafriyat kazı, kırım, yıkım ve sair tüm inşaat çalışmalarının tedbirine durdurulmasına, müvekkilinin taşınmazına yönelik yapılan müdahalenin men'ine, tehlikenin giderilerek taşınmazın eski hale getirilmesine, eski hale getirmenin mümkün olmaması halinde müvekkili lehine takdir edilecek eski hale getirme bedeline hükmedilmesine, zirai ürünlerde oluşan zararların giderilmesi adına müvekkilleri lehine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00....

    , taşınmaz üzerinde uzun süredir inşaat faaliyetlerini sürdüklerini, sürdürülen inşaat faaliyetleri neticesinde müvekkillerinin binasının yıkılma ve daha fazla zarar görme tehlikesinin mevcut olduğunu belirterek; davalı şirketin hafriyat kazı, kırım, yıkım ve sair tüm inşaat çalışmalarının tedbirine durdurulmasına, müvekkilinin taşınmazına yönelik yapılan müdahalenin men'ine, tehlikenin giderilerek taşınmazın eski hale getirilmesine, eski hale getirmenin mümkün olmaması halinde müvekkili lehine takdir edilecek eski hale getirme bedeline hükmedilmesine, zirai ürünlerde oluşan zararların giderilmesi adına müvekkilleri lehine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE (TARAFLAR ARASINDA UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN VEYA OLMAYAN HUSUSLARLA BUNLARA İLİŞKİN DELİLLERİN TARTIŞMASI, RET VE ÜSTÜN TUTMA SEBEPLERİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALARLA BUNLARDAN ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKİ SEBEP) : Dava; komşuluk hukukundan kaynaklanan "el atmanın önlenmesi" ve "kal (eski hale getirme)", olmadığı takdirde ise; "tazminat (arazi bedeli)" istemlerine ilişkindir. Somut olayda; her ne kadar ilk derece mahkemesince dava "el atmanın önlenmesi ve taşınmazın eski hale getirilmesi" davası olarak nitelendirilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmişse de gerek dava dilekçesi, gerekse aşamalarda verilen dilekçelerdeki iddiaların içeriği ve ileri sürülüş biçiminden; davanın;komşuluk hukukundan kaynaklanan "el atmanın önlenmesi" ve "kal (eski hale getirme)", olmadığı takdirde ise; "tazminat (arazi bedeli)" istemlerine ilişkin olduğu açıktır. Dava dosyasının istinaf kanun yolu incelemesini yapan Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1....

    Mahkemece kurulacak hükümde, zararlı davranışın giderim şeklinin ve taraf yükümlülüklerinin açıkça gösterilmesi zorunludur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.04.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteğine ilişkindir. Davacı, davalının 60 ada 38 parsel sayılı arsası üzerine yaptırdığı 3 m derinliğindeki hafriyat ve devam eden 3 katlı inşaat nedeniyle, kendisinin hisseli maliki olduğu 60 ada 39 sayılı parseldeki bahçe duvarının göçme noktasına geldiğini belirterek, davalının haksız elatmasının önlenmesine ve taşınmazının eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir....

        Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi ve aynı konuya ilişkin tazminat davasını etkilemez. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalının madencilik faaliyetleri nedeni ile söz konusu derede davacıların taşınmazlarında zarar oluşturacak şekilde bir kirlenme meydana gelip gelmediği ve davacıların taşınmazlarını etkileyip etkilemediği araştırılmamıştır....

          Bunun için de mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, tarafların tüm delilleri toplanmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklar belirlenmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişi hazır bulundurulmalı, düzenlenecek bilirkişi rapor ve krokilerinde tecavüz ve zarar tespit edildiği takdirde alınması gereken önlemler ile yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Yukarıda değinilen hususlar araştırılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Somut olaya gelince; davacı, davalının 4x4 ebatlarında inşa ettiği teneke sacdan bina nedeniyle evin hava akımının kesildiğini, manzarasının kapandığını, yazın sacın yaydığı ısı nedeniyle ailece evde oturamaz hale geldiklerini, bu şekilde zarar gördüğünü ileri sürerek komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi için davalının taşınmazındaki sac ile kaplı yapının yıkılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüşü itibariyle dava komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle zararın giderilmesi istemine ilişkindir....

              Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosya içerisindeki bilirkişi raporları, kroki ve tapu kayıtlarına göre 563 parsel no'lu taşınmazın maliki davalının inşa ettiği duvarın tamamen kendi parseli içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisindeki bilirkişi raporlarına göre, davalının inşa ettiği duvarın 2 metre yükseklikte olduğu ve bu yüksekliğin imar mevzuatına aykırılık teşkil ettiği belirtilmekte ise de TMK m. 683' deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir....

                UYAP Entegrasyonu