Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı, kamu düzeni yönünden resen yapılmıştır. Davalı tarafın istinaf talebi değerlendirilmeden önce ilgisi bakımından mülkiyet hakkı ve komşuluk hukukunu ilgilendiren bilgilere değinmekte yarar vardır. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.01.2006 gününde verilen dilekçe ile mer'aya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedeli istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 2626 parsel sayılı mer’aya davalının el atmasının önlenmesini ve yargılama sırasında yapılacak keşif ile belirlenecek eski hale getirme bedelinin de davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir....

    Gerçek zararın giderilmesi ilkesi cerçevesinde eski hale getirme bedeli istenilebilir. Ancak yine aynı ilke cercevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmazın alınan bilirkişi raporuna göre hesaplanan eski hale getirme bedeline hükmedilmiş, zarar gören taşınmazın sürüm (rayiç) değeri belirlenmemiştir. Oysa, zarar gören taşınmazın sürüm (rayiç) değerinin de belirlenerek açıklanan yerleşik Daire uygulamamız kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, bu tür davalarda etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.”...

      Davacı, ihale yoluyla satın aldığı taşınmazı terk etmeyen ve yaptıkları değişikliklerle taşınmaza zarar veren davalılardan, taşınmazın eski hale getirilmesi bedeli ile davalıların taşınmazdan çıkartılması amacıyla açtığı davalar yüzünden harcadığı ulaşım bedelinin ve davalıların bu taşınmaz nedeni ile kendisine yönelttiği tehdit eylemlerinden dolayı yaşadığı üzüntülerin giderilmesi amacıyla maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar ise, kendi taşınmazlarında değişiklik yaptıklarını, haksız eylemde bulunmadıklarını ileri sürerek istemin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davacının ihale yoluyla satın aldığı taşınmazda meydana gelen zararın davalılardan tazminine karar verilmiştir. Davacı, 37 parsel sayılı taşınmazı satın aldığına göre eski hale getirme giderinin de bu parsel üzerinde gerçekleşen zarar miktarı ile sınırlı olarak hesaplanması gerekir....

        Davacının dava ve temyiz dilekçesinde belirttiği hususlar gözetildiğinde; Davacının talebi de nazara alındığında fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1954,22 m²´lik kısım yönünden yapılan değerlendirmede; taşınmazın eski hale getirme bedeli, zemin bedelinden fazla ise zemin bedeline; az ise eski hale getirme bedeline hükmedilmelidir. Bu durumda, taşınmazın el atılan bölümünün ekilebilir ürün gelirine göre zemin bedeli hesaplanarak, eski hale getirme masrafından fazla ise taşınmazın eski hale getirilme bedeline; şayet eski hale getirme masrafı zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan alanın zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare ......

          sayılı Kamulaştırma Yasasının 11/1-f maddesi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla tespiti ile dava konusu taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün bedeli ile eski hale getirme masraflarının karşılaştırmasının yapılarak, eski hale getirme masraflarının yer bedelinden fazla olması halinde, el konulan kısmın zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tescline, yer bedelinin fazla olması halinde ise el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne ve eski hale getirme bedeli ile el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var ise bu ürünün bedeline hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile yer bedeline hükmedilmesi, 3- Dava konusu 1400 ve 1401 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında bulunan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.07.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, davalının 4 no'lu bağımsız bölümünden 2 no'lu bağımsız bölümüne su aktığını, dairenin ve içerisindeki eşyaların kullanılamaz hale geldiğini belirterek 8.125,39 TL zararının giderilmesini talep etmiştir....

              Davacılar, taşınmazlarından kum alınması nedeniyle eski hale getirme bedelinin davalı şirketten tahsilini istemiştir. Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece eski hale getirme bedelinin ödetilmesine ilişkin verilen kararın, Dairemizin 14/11/2013 gün ve 2013/9120-2013/17730 esas-karar sayılı ilamı ile; ''...mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, davalının el attığı taşınmazın sürüm değeri ile taşınmazın eski hale getirilmesi için gereken bedelin belirlenmesidir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi çerçevesinde eski hale getirme bedeli istenilebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Diğer yandan el atılmak suretiyle tamamen kullanılamaz hale getirilen taşınmazdan elde edilen fayda da zarar kapsamında değerlendirilmelidir. Taşınmazın eski hale getirme bedeli, sürüm değerini aşmıyorsa; bu miktara hükmedilmekle yetinilmelidir....

                Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli ile eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tesbit edilerek, el atılan taşınmaz bedeli, eski hale getirme masraflarından daha az olduğundan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsili ve el atılan taşınmazın davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu