Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmaza kamulaştırmasız el atılması nedeniyle taşınmazın eski hale getirilmesi talep edilmiş olup, usulüne uygun oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılıp arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak, kamulaştırmasız el konulan bölümünün bedeli ile taşınmazın eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, eski hale getirme masraflarının, yer bedelinden fazla olması halinde taşınmazın yer bedeline hükmedilip, bu kısımdaki tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline; yer bedelinin fazla olması halinde ise, eski hale getirme bedeline ve el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var ise bu ürünün bedeline de hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, ...)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl dava dilekçesinde, eski hale getirme, tazminat ve kira bedelinin tahsili karşı davada ise müdahalenin men'i ve eski hale getirme istenilmiştir. Mahkemece asıl ve karşı davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 12.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Şöyle ki; 08.04.2014 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 21.04.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda ve 12.01.2015 tarihli ek raporda taşınmazların imar durumu değerlendirilmiş, ancak komşuluk hukukuna dair araştırma ve değerlendirmelerde bulunulmamıştır. Bu şekilde komşuluk hukukuna aykırılığa ilişkin değerlendirme içermeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmadığı gibi; komşuluk hukukundan kaynaklanan anlaşmazlığın sadece imara aykırılık noktasında değerlendirilmesi de doğru değildir. Mahkemece yapılması gereken iş; ... 1....

        Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.07.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal eski hale getirme, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili davalı aleyhine 26.07.2007 tarihinde verdiği dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi kal ve eski hale getirme bedelinin tahsis tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava meraya vaki elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

            DAVA TÜRÜ : Alacak-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair karar davacı-karşı davalı ve birleşen davalı-karşı davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl ve birleşen asıl dava, kiracı tarafından açılan kira bedelinin iadesi, asıl ve birleşen davanın karşı davası, kira alacağı ve eski hale getirme bedelinin tazmini istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen asıl davanın reddine, asıl ve birleşen karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı ve birleşen davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ESKİ HALE GETİRME -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,24.5.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                pencerelerin kapatılarak eski hale getirilmesine, yargılama giderleri ve vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                pencerelerin kapatılarak eski hale getirilmesine, yargılama giderleri ve vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı, kamu düzeni yönünden resen yapılmıştır. Davalı tarafın istinaf talebi değerlendirilmeden önce ilgisi bakımından mülkiyet hakkı ve komşuluk hukukunu ilgilendiren bilgilere değinmekte yarar vardır. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu