Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD'nin 2018/11724 esas 2019/6259 karar, 2007/9283 esas 2007/12167 karar, 2008/15307 esas 2009/959 karar ve 2008/6545 esas 2008/8556 karar sayılı ilamları bu yöndedir); el atmanın önlenmesi ve tazminat talebi yanında kâl ve eski hale getirme taleplerinin ya da bu taleplerden herhangi birinin bulunması halinde, öncelikle dava konusu taşınmazın el atılan bölümünün bedeli 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 11/1- f maddesi gereğince bilimsel yoldan tespit edilerek, ayrıca eski hale getirme bedelleri hesaplandıktan sonra, dava konusu taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün bedeli ile eski hale getirme masraflarının karşılaştırması yapılıp, eski hale getirme masraflarının yer bedelinden fazla olması halinde el konulan kısmın zemin bedelinin idareden tahsili ve el konulan bölümün tapu iptali ile idare adına tescili, yer bedelinin eski hale getirme masraflarından fazla olması halinde ise, el atmanın önlenmesi ile eski hale getirme masraflarına ve el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var...

Davalı vekilinin istinaf itirazlarına münhasıran ve kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden resen yapılan inceleme sonucunda; Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle dava konusu taşınmazın eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan hesaplamada ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde arazi niteliğindeki taşınmazın zemin bedelinin, hesaplanan eski hale getirme bedelinden daha fazla olduğu belirlendiğinden, talep uyarınca, taşınmazın eski hale getirme bedeline hükmedilmesi doğru bulunmuştur. Bu itibarla; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaati ile HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.11.2006 gününde verilen dilekçe ile meraya müdahalenin meni ve eski hale getirme bedeli istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.04.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 243 ve 244 numaralı mer’a parsellerine el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....

    Taşınmaza irtifak hakkı tesisi sırasında boru hattı döşenen bölümün kuzeyinde yaklaşık 45 mt uzunluğunda, taşınmazın sağında ve solunda 50 cm'den başlayıp 16-17 mt'ye kadar çıkan şevler (yarma) oluştuğu ve çökmeler olduğu, taşınmazın eski hale getirilebilmesi için şevin yağan yağmurla kaymasını önleyebilmek amacıyla bu kısma istinat duvarı ve duvar kenarı boyunca drenaj kanalı yapılması ve beş yıllık ecrimisil bedelinin hesap edilerek hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Eski hale getirme masraflarının, yer bedelinden fazla olması halinde taşınmazın yer bedeline hükmedilip, bu kısımdaki tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline; yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekir....

      İlçesindeki taşınmazdan davalı tarafından değişik zamanlarda müvekkillerinin rızası olmaksızın toprak alındığını, davalının alınan malzemeyi ...-... karayolu yapımı çalışmasında kullandığını belirterek, alınan malzeme bedeli ile taşınmazın eski hale getirme masraflarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi çerçevesinde eski hale getirme bedeli istenebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın olay tarihindeki gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi, maddi tazminat ve kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat isteminin reddine, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, komşuluk hukukuna aykırılığın bilirkişi raporunda gösterilen şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü davacı manevi tazminat talebinin reddedilmesinin doğru olmadığı ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini ileri sürerek temyiz etmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle dava konusu taşınmazların eski hale getirme bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı ile davalı ... vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle dava konusu taşınmazların eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Taşınmazlardan alınan dolgu malzemesi bedelini tesbit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, ecrimisil ve eski hale getirme davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın görevsizliğine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, ecrimisil ve eski hale getirme istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.. Dosyadaki kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçeye göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir....

              Ancak; Taşınmazın hafriyat dökülmek suretiyle el atılan bölümünün eski hale getirilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, eski hale getirme bedelinin kararın infazı sırasında belirleneceği gözetilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde eski hale getirme bedelinin tahsiline dair hüküm kurulması, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendindeki (eski hale getirme bedeli olan 4.419,60 TL’nin dava tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (taşınmazın eski hale getirilmesine) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup - olmaması, kasıtlı hareket edip - etmemesi; elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasındaki illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunup - bulunmadığının tespit edilmesinden sonra varsa davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz....

                UYAP Entegrasyonu