Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ise; davalı önceden 65 cm eninde olan su tahliye kanalını 1m enine çıkartarak davacıya ait taşınmaza daha fazla su akıtılmasına neden olduğundan komşusu olan alttaki arazi malik komşuluk hukukundan kaynaklanan bu hakka dayanarak ortaya çıkan müdahalenin giderilmesini isteyebilir. Mahkemece, davalının su tahliye kanalını eski hale getirmesine dair kurulan hükümde yasaya aykırılık yoktur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 10.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Yöresel bir örf ve adetin mevcudiyetinden söz edilebilmesi için, o yörenin doğal ve ekonomik koşullarına, toplumun kültür seviyesine, telakkilerine, gelenek ve göreneklerine göre oluşan ve uzun süredir devam eden, pek çok kimse tarafından kabul edilen bir durumun söz konusu olması gerekir. Münferit ve devamlı olmayan olaylar örf ve adetin mevcudiyetini göstermez. Hakim örf ve adetin tespitinde, yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerinden, gerektiğinde uzman bilirkişi görüş ve raporundan yararlanacak, hak ve nesafet kuralını göz önünde tutacaktır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....

      Davanın kabulü ile, taşınmazın eski hale getirme bedeli olarak, 353.711,68 TL'nin yapılarda meydana gelen zarar bedeli olarak,135.442,47 TL'nin ağaçlarda meydana gelen zarar bedeli olarak, 25.332,20 TL'nin dava tarihi olan 03/09/2014'den itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ve davacılar vekili temyiz etmişlerdir. Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. TMK m. 683'teki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çaplı Taşınmaza Elatmanın Önlenmesi, Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Elatmanın Önlenmesi, Yıkım Ve Eski Hale Getirme Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı S.S ... Konut Yapı Kooperatifi vekili, asıl ve birleşen davada elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme istemlerinde bulunmuştur. Davalı ... Deri Konfeksiyon Ticaret ve Sanayi A.Ş vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece uyulan Yargıtay bozma ilamları sonrasında yapılan yargılama neticesinde, davanın takipsiz bırakıldığı, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ESKİ HALE GETİRME Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kendisinin 40 davalının ise komşu 39 parselin maliki olduklarını, davalının iki taşınmaz arasında bulunan kadim hendeğe, toprak doldurmak ve tel çit çekmek sureti ile haklı bir sebebe dayanmaksızın el attığını, hendeğin kapanması ve işlevsiz kalması nedeni ile yağmur sularından dolayı tarlasının zarar görme tehlikesi altında olduğunu ileri sürerek; elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteklerinde bulunmuştur. Davalı; kadastral sınırlara bir tecavüzü bulunmadığını, kadim hendek iddiasının doğru olmadığını, davacının taşınmazın konumu itibariyle zarar görme riskinden de söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20/03/2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık sebebiyle eski hale getirme ve tazminat istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/02/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi nedeniyle eski hale getirme ve tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.10.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 20.12.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilme ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 10.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. TMK'nın 737. maddesi gereğince komşuluk hukukunun ihlal edildiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. Bir kimsenin kendi mülkiyet alanında yaptığı yapının da tasarrufun komşu taşınmaz malikine zarar vermediği durumlarda ise bu halin çekişme olarak giderilmesi istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun....

                  Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2- TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz....

                    UYAP Entegrasyonu