Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır....

    değiştirilmesi davasının kabulüne, çocuğun velâyetinin babaya verilerek anne ile kişisel ilişki tesisine ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine karar verilmiştir IV....

      , bu yön gözetilerek kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiği, kişisel ilişki kurulmasındaki amacın, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanması olduğu, kişisel ilişkinin, çocuk ile velâyet kendisinde olmayan baba arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına uygun olması gerektiği, değişen koşullara göre,çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesinin gelecek yıllarda her zaman istenebileceği,velâyeti davalı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerektiği,baba arasında,babalık duygusunun tatminini sağlamaya ve aynı zamanda çocuğun yaşına uygun şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği, tarafların boşandığı tarihte ortak çocuk...’ın 2 yaşında olduğu,iş bu dava tarihi itibariyle ortak çocuğun 4-5 yaş aralığında olduğu, ortak çocuğun eğitim çağında olduğu bu nedenle her hafta kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı...

        GEREKÇE; Dava; başlangıçta çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması istemi ile açıldıktan sonra yargılama sırasında davacı talebini kişisel ilişkinin yatısız olarak yeniden düzenlenmesine dönüştürmüştür. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Her şeyden önce kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması talebi "çoğun içinde azda vardır" prensibi gereği kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da içerir. Bu nedenle davacının daha sonra talebini kişisel ilişkinin yatısız olarak yeniden düzenlenmesine dönüştürmesi iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi mahiyetinde değildir. Dosyanın incelenmesinden; tarafların Menderes 1....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velâyet hakkına sahip olan davacı anne tarafından açılan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik davada; ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkide, ortak çocuğun uzun süre babasını görmediğini, henüz iki yaşında olup anne bakım ve ilgisine muhtaç olduğunu, temmuz ayında bir ay boyunca çocuğun anneden ayrı ve baba yanında kalmasının çocuğa zarar vereceğini, çocuğun psikolojisini bozacağını belirterek, ortak çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep etmiş, mahkemece; alınan uzman raporunda “Davalının kızı ile şahsi ilişki kurması hususunda bir engel görülmediği, çocuğun içinde bulunduğu yaş ve gelişim dönemi, bakımını...

          Davacı (Kadın) vekili istinaf dilekçesinde, kararın reddedilen kısımlar yönünden kaldırılması gerektiğini, davalının alkol ve uyuşturucu kullandığını sabıka kaydı olduğunu, kişisel ilişki sorumluğunu yerine getiremeyecek durumda olduğunu belirterek, kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine ilişkin kararın kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, kişisel ilişkinin kaldırılması, iştirak nafakası ve çocuğun yurt dışına çıkışında baba muvafakatinin kaldırılması davasıdır. İlk Derece Mahkemesince, iştirak nafakasının kısmen kabulüne, çocuğun yurt dışına çıkışında baba muvafakatinin kaldırılmasına, kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça sadece kişisel ilişkinin kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından davacı baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi ve yatılı olarak kurulması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince; davanın kabulü ile cezaevinde hükümlü olarak bulunan davacı baba ile velayeti annede bulunan ortak çocuk 2011 doğumlu Asya arasında mevcut bulunan kişisel ilişkinin kaldırılarak, babanın cezaevinden izinli olarak çıkacağı tarihlere yönelik bu sefer yatılı olacak şekilde yeniden kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen bu karar davalı kadın tarafından istinaf edilmiştir....

            Davacı anne tarafından; davalı babanın beraat ettiği ve aradan dokuz yıldan fazla zaman geçen ceza dosyasından başka yeni bir delil bildirilmediği, ceza yargılaması devam ederken bile çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmadığı, çocukla babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da sınırlandırılmasını gerektiren somut bir olgunun ispat edilemediği anlaşılmıştır. Bu sebeple, ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun kabulü ile kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 10.02.2022(Prş.)...

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması ya da Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından ortak çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi yönünden; davalı tarafından ise tüm yönlerden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı anne tarafından, koşulların değişmesi nedeniyle baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, olmadığı takdirde ise kurulan kişisel ilişkinin kısıtlanması talebi ile açılan davada ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “davalının çocukla görüştüğü günlerde davacı ve ailesi...

                Dosya kapsamından tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuk Ömer'in 28.10.2015 doğumlu olduğu, ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere boşanma kararında tesis edilen kişisel ilişkinin fazla olduğu, boşanma kararı ile tesis edilen kişisel ilişkinin annenin velayet görevini gereği gibi ifa etmesine engel olacak nitelikte olduğu, açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi doğru olmakla birlikte kişisel ilişkiden beklenen amaç, ortak çocuğun yaşı ve üstün yararı da değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince tesis edilen kişisel ilişkinin süresi az olmuştur. O halde, davalının istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile ortak çocuk ile baba arasında dosya kapsamı da dikkate alınarak kişisel ilişki tesisine, davalının sair istinaf talebinin ise HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu