Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, çocukla kişisel ilişkinin kaldırılmasına ya da sınırlandırılmasına ilişkindir. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Değişen durum ve şartlara göre her zaman dava açılabilir....

Aile Mahkemesi 2018/584 esas sayılı dosyası ile belirlenen kişisel ilişkinin değiştirilmesi ile anne ve çocukların menfaati düşünülerek çocuklarla baba arasında iki haftada bir gün Cumartesi günleri yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasını, aksi halde henüz 3 yaşında olmayan Muhammed Berkehan, Sümeyye ve Büşra ile baba arasında kurulan kişisel ilişki gün ve saatlerinde birliğin sağlanmasını ve çocuklar lehine yeniden belirlenmesini talep etmiştir....

CEVAP Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece kişisel ilişki kurulurken çocuğun yaşı ve kişisel gelişimi dikkate alınarak yapılmasını, çocuk ile kişisel iletişim kurulurken görüşmelerinin Türkiyede ve mümkünse müvekkilinin ikamet adresine yakın bir yerde yapılmasını, davacı yaşı küçük çocuğu Almanya ülkesne götürdüğünde geri getirmeme durumunun söz konusu olabileceğini, öncelikle davanın reddini mahkeme aksi kanaate ise yaşı küçük çocuğun psikolojik ve ruhsal gelişimi için kişisel ilişkinin ... İlçesinde yapılmasını yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III....

    Dava çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. Kişisel ilişkinin kurulması davası, basit yargılama usulüne tabi işlerden değildir (HMK md. 316- 322) Velayet düzenlemesinin yanı sıra kişisel ilişki kurulurken de; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK md. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlâki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Dosyanın incelenmesinde; tarafların İstanbul 14....

    Dosya kapsamında toplanan deliller, özellikle alınan heyet uzman raporu, çocukların uzmandaki beyanları dikkate alındığında, velayeti annede olan çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin tümden kaldırılmasını gerektirir bir durum bulunmadığı, tamamen kaldırmanın çocukların menfaatine olmayacağı ancak çocukların babaya olan tepkileri, dikkate alındığında uzun süreli kişisel ilişkinin çocukların psikolojisini etkileyeceği ve menfaatlerine olmayacağı anlaşıldığından davalı-davacı kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kısmen kabul, kısmen reddine, ilk derece mahkemesi kararının 2.bendindeki çocuklarla babaları arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kısmın kaldırılmasına, çocuklarla babaları arasında her ayın 1.ve 3.haftaları Cumartesi günü saat 10:00'dan saat 18:00'e kadar, dini bayramların 2.günü saat 10:00'dan saat 18:00'e kadar babalarının yanında kalmaları suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, davalı-davacı kadının kişisel ilişkinin tümden kaldırılmasına yönelik...

    Aile Mahkemesi'nin 2019/908 esas sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verildiğini, çocuk ile baba arasında kendisinin eşliğinde kişisel ilişki kurulduğunu, ancak davalı-karşı davacı erkeğin kişisel ilişki günlerinde kendisini ve çocuğu annesinin evine götürmeye zorladığını, karar gereği zorunlu olarak boşandığı eşiyle kişisel ilişki günlerinde 8 saat gibi uzun bir süre vakit geçirmek zorunda kaldığını belirterek kişisel ilişkinin kendisinin eşliğinde, kamuya açık bir yerde daha kısa süreli düzenlenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek kişisel ilişkinin anne eşliğinde gerçekleşmemesine, her ayın 2. ve 4....

    Günü sabah saat:09.00'dan ertesi gün saat:17.00'a kadar, her yıl Temmuz ayı 1. günü saat: 09.00'dan 15 Temmuz saat: 21.00 a kadar olmak suretiyle kişisel ilişki tesisine, diğer taleplerin reddine hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili; kadının reddedilen velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin arttırılması davasına, erkeğin kabul edilen davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dava; velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin arttırılması, karşı dava ise; kişisel ilişkinin sınırlandırılması istemine ilişkindir. Her ne kadar, davacı-karşı davalı vekili istinaf talebinin duruşmalı incelenmesini talep etmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 356. maddesinde istinaf incelemesinin aynı Yasanın 353. Maddesinde belirtilen haller dışında duruşmalı yapılacağı düzenlenmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: Çocuk üzerinde velayet hakkına sahip olmayan davacı baba, çocukla boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin değiştirilmesini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, ortak çocukla kurulan kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında aynı şehirde ikamet etmeleri durumuna hasren kişisel ilişki kurulmuş, farklı yerlerde ikamet etmeleri duruma ilişkin kişisel ilişki düzenlemesi yapılmamıştır. Günümüz ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun açıkça dikkate alınmasını talep etmemişlerse, “Ayrı şehir”, “Aynı şehir” ayrımına gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır....

        Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Dosya incelendiğinde, 15.09.2020 tarihli uzman raporunda çocukların annelerine karşı olumsuz tutum geliştirdiği ancak kişisel ilişkinin aynı kalması gerektiği belirtilmiştir. Kişisel ilişki kurulurken analık ve babalık duygularının da tatmini esas olduğundan davanın kabulü doğru ise de yaz tatilinde kurulan kişisel ilişkinin uzun olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

          UYAP Entegrasyonu