Dava, velayetin değiştirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarına göre tarafların boşandıkları, 16.10.2007 doğumlu Ömer Faruk ve 30.05.2014 doğumlu Hira Nur adında iki çocuklarının olduğu, davacı erkeğin 04.12.2020 tarihinde evlendiği, davalı kadının ise 15.08.2020 tarihinde evlendiği, İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesinin 30.01.2019 tarih, 2018/897 Esas, 2019/93 Karar sayılı ilamının incelenmesinde tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına, Ömer Faruk'un velayetinin babaya, Hira Nur'un velayetinin anneye verilmesine karar verildiği, çocuklarla karşılıklı olarak kişisel ilişki kurulduğu, kararın 21.02.2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
GEREKÇE : Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Velayet düzenlenmesinde en önemli ölçüt, velayeti düzenlenen çocuğun üstün yararıdır....
Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2021/432- 2021/843 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının Kayseri 2....
Dava, velayetin kaldırılması kararından sonra küçüğe atanan vasiye karşı TMK'nın 351/2.madde kapsamında açılan velayetin geri verilmesi davasıdır. TMK'nın 351/2.madde kapsamında '' velayetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalmış ise hakim re'sen ya da ana veya babanın istemi üzerine velayeti geri verir. '' Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır. Kısacası velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6....
Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Yaren Azra'nın davacı baba tarafından 2 yılı aşkın süredir alıkonulduğunu, müşterek çocukla kişisel ilişki kuramadığını, savcılığa ve icra müdürlüğüne şikayette bulunduğunu iddia ederek gereğinin yapılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece; "Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkı kendisinde olmayan eşin, boşanma ile velayet hakkı kendisine bırakılan eş veya çocukta meydan gelen birtakım değişikliklerin gerektirmesi üzerine açtığı bir dava olup bu davalarda çocuğun yüksek yararı gözetilerek ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1575 E. 2018/672 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere velayete ilişkin kararların kesin hüküm oluşturmadığı, velayete ilişkin karardan sonra koşulların değişmesi (TMK m.183, 349, 351/1) veya velayetin değiştirilmesini gerektiren haklı bir sebebin bulunması hâlinde mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilebileceği anlaşılmıştır....
, davacı tarafından açılan10.Aile Mahkemesinin 2013/406 Esas-2014/807 Karar sayılı velayetin değiştirilmesi davasının yargılaması sırasında meydana gelen olay nedeni ile İzmir 41.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/371 Esas-2014/310 Karar sayılı ilamı ile davacı hakkında "çocuğu kaçırıp alıkoyma suçundan HAGBK verildiğinin, davalı vekilinin dilekçelerinde, yaşanan bu olaylar nedeniyle annenin korktuğu için kişisel ilişkinin icra yolu ile kurulmasını istemesinin yasal hakkı olduğuna ilişkin savunmalarından annenin icra kanalı ile kişisel ilişkinin kurulmasını istediği, bu anlamda davacının iddiasının dağrulandığı sabit ise de , annenin icra marifeti olmadan yapılmış bir kişisel ilişkiyi engellediğinin de ispat edilemediğinin, icra ile yapılmak istenen kişisel ilişki tesisinde ise 05/07/2017 tarihi dışında icra yoluyla kişisel ilişkinin kurulduğunun, annenin diğer zamanlarda bir engellemesinin olmadığının, 05/07/2017 tarihinde kişisel ilişki kurulamamış ise de, babanın yaz tatilinde kişisel görüşme...
Velayete ilişkin istemin değerlendirilmesinde; Tarafların mahkememizin 2019/142 esas 2019/214 karar sayılı ilam ile boşandıkları, protokol doğrultusunda müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya bırakıldığı, anne ile ayın 15 günü kişisel ilişki tesis edildiği görülmüştür....