AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/04/2022 NUMARASI : 2021/293 ESAS-2022/321 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel İlişki Düzenlenmesi - Velayetin Değiştirilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı/davalı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; Antalya 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacının velayetin değiştirilmesi talebinin REDDİNE, Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin KABULÜ İLE; Foça Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/7 Esas ve 2018/59 Karar sayılı ilamıyla verilen kişisel ilişkinin değiştirilerek müşterek çocuk 26/11/2007 doğumlu TC kimlik nolu İREM DEMİREL ile davacı anne arasında şahsi münasebet tesis edilmesine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı, kişisel ilişki kararı ile vekalet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi hakkında ; Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir hak olup, bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır. (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK.m.323). Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet hakkı kendisine verilmeyen eş ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken, kişisel ilişkinin infazda tereddüt yaratmayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Davacı-karşı davalı ile müşterek çocuk arasında yarıyıl ve yaz tatillerinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihleri ile saatleri hükümde gösterilmediği gibi, "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmesine gidilmiş ve farklı şehirde yaşamaları halinde de davacı-karşı davalı babanın istediği zaman müşterek çocukla kişisel ilişki kurmasına karar verilmiştir....
TMK'nın 323. maddesine göre; "Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir." TMK’nın 324. Maddesine göre; “Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ebeveynler bu haklarını amacına ve yasal yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir. Kişisel ilişki tesis edilmesine yönelik kararlar kesin hüküm oluşturmaz.Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK'nın 183. maddesi). Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayetleri babada olan ortak çocuklar ... 05.08.2008, ... ise 03.10.2011 doğumlu olup okul çağındadır. Çocuklar ile anne arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru ise de; her yıl 1 Temmuz 15 Ağustos tarihleri arasında ve her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacağı gibi, çocukların bedeni ve fikri gelişmesini de olumsuz yönde etkileyecektir....
Davalı anne vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuk ile baba arasında pandemi koşulları nedeniyle mahkemece yatılı kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığını belirterek, kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin hükmün kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Velayetin değiştirilmesi talebi yönünden yapılan incelemede; Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin celp edilen 2020/937 Esas, 2021/228 Karar sayılı kararı ile küçükler T4 ile T5 reşit oluncaya kadar kısıtlanmasına ve kendilerine davalı Hatice Oğuz'un vasi olarak atanmasına karar verildiği, verilen kararın 16/03/2021 tarihinde kesinleştiği, davacının velayetin değiştirilmesi davasını küçüklerin vesayet altına alınmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra 18.03.2021 tarihinde açtığı anlaşılmakla; dava tarihinde küçüklerin vesayet altında olması ve davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı..."gerekçesi ile; "Davacının müşterek çocukların velayetlerinin değiştirilmesi davasını açtığı tarihte müşterek çocuklar üzerindeki velayetin kaldırılarak çocukların vesayet altına alınmış olduğu anlaşılmakla, davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine,"karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı baba, müşterek çocuk İlayda'nın annede bulunan velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece, velayetin değiştirilmesine yönelik talebi reddedildiği halde, davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir....
Davacı-karşı davalı vekili son celsede "biz rapor doğrultusunda velayetin annede kalmasını müvekkilimiz ile çocuk arasında raporda belirtildiği şekilde kişisel ilişki kurulmasını ve nafakanın pandemi koşulları nazara alınarak makul bir miktarda indirilmesini talep ederiz" şeklinde beyanda bulunmuştur. Dava velayetin değiştirilmesi davası olarak açılmış, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine dair bir dava yoktur. Islah ya da karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığı dikkate alınarak son celsede davacı tarafın kişisel ilişkinin rapor doğrultusunda düzeltilmesi talebi dava olarak nitelendirilemez. İlk derece mahkemesince kişisel ilişki yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi usul hükümlerine uygundur. Bu haliyle; erkeğin kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....