Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 26 adet 22 ayar 650 gr. 56.843 TL. değerinde bilezik, 1 adet set takımı 14 ayar 60 gram ağırlığında 3.283 TL değerinde, 1 adet bileklik 14 ayar 8 gram 438 TL değerinde toplam 60.564,00 TL değerinde ziynet eşyasının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya iadesine, iadesi mümkün olmadığı taktirde tahsil tarihindeki altının alış kuru üzerinden Türk Lirası olarak davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5 adet tam altının, 32 adet yarım altının, 136 adet çeyrek altının, 1 adet gremse altının Türkiye'deki kuyumculuk sektörünün ulaştığı sanat ve süsleme seviyesi nedeniyle kadınlar tarafından bu altınların ziynet olarak kullanılmaması, ekonomik gelişmeye paralel olarak yatırım aracına dönüşmeleri nedeniyle ziynet sayılamayacağından bu altınlarla ilgili davanın reddine, karar verilmiş; hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"########## MAHKEMESİ :##########AİLE MAHKEMESİ ########## ########## ########## ########## Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, 6-7 ay birlikte yaşadıklarını, müvekkilinin davacı tarafından evden kovulduğunu ve kayın babası tarafından ağabeyinin evine bırakıldığını, hiçbir şahsi, ziynet ve çeyiz eşyasının kendisine verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla ziynet, çeyiz ve şahsi eşyaların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde...
Asliye Hukuk Mahkemesinin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2009 yılında evlendiklerini ve tarafların düğününden önce mehir senedi düzenlediklerini, mehir senedinde yazılı ziynet eşyasının davalı tarafından mehir olarak örf ve adet gereği müvekkiline verildiğini, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıyla müvekkili tarafından boşanma davasının açıldığını, bu nedenlerle mehir senedinde yazılı olan ziynet eşyasının aynen iadesi ve teslimine, aksi takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Konya 7....
Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacı kadına ait olduğu anlaşılan ziynet eşyalarının bir bölümünün bozdurularak davacı adına kayıtlı aracın satın alındığı tarafların da kabulündedir. Geriye kalan ziynet eşyalarının ise, evliliğin devamı sırasında davalı koca tarafından bozdurularak, düğün giderleri ve ev ihtiyacı için harcandığı taraf tanıklarının beyanları ile sabittir. Ancak, davalı koca, davacı kadının ziynet eşyalarını iade edilmemek üzere verdiğini kanıtlayamamıştır. Bu durumda, davalı koca, düğün giderleri ve ev ihtiyaçları için kullanılan ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir....
Ancak, davalı-karşı davacı tarafından açılan nafaka artırım davası reddedilmiş, ziynet eşyasının iadesi olmadığında bedelinin tahsili davasının ise kısmen reddedilmiş olmasına rağmen, davada kendisini vekille temsil ettiren davacı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken, bu hususta bir hüküm verilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasına "Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davalı-karşı davacı tarafından açılan nafaka artırım davasının reddedilmesi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan ..... gereğince 1.320 TL vekalet ücretinin, ayrıca yine davalı-karşı davacı tarafından açılan ziynet eşyasının iadesi davasının kısmen reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan.... gereğince hesaplanan 322,04 TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine" şeklinde 8. bir bend eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine...
Davalı; tarafların düğünlerinde takılan tüm ziynet eşyalarının davacıya teslim edildiğini, davalının hiçbir tasarrufunun olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı kadının ziynet eşyalarının götürülmesini engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önceden de götürme fırsatını elde edemediği ya da evden ayrılışının olağan bir biçimde olmayıp, kavga, kovulma gibi olağan dışı biçimde olduğunu iddia ve ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; DAVANIN KABULÜ İLE, 1- Davacı kadının ziynet eşyasına yönelik talebinin kabulü ile, 11 adet çeyrek lira, 6 adet 22 ayar 12'şer gramlık bilezik, 1 adet saat, 1 adet 14 ayar 10 gram ağırlığındaki altın künye, 1 çift 4 gram 14 ayar küpe, 1 adet 14 ayar alyans, 1 adet 14 ayar 6 gram ağırlığındaki altın taşlı yüzük aynen iadesi, mümkün değil ise hesaplanan bedeli olan 31.606,00- TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili tarafından faiz hesabı konusunda mahkemenin red veya kabul kararı verilmemiş olması nedeni ile, davalı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ziynet eşyasının iadesi talebine ilişkindir....
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evlilik birliği içinde elinden alınıp bozdurulduğunu veya evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın evlilik birliği içinde altınların davalı tarafça kendisine iş kurmak için kamyon alınması amacıyla bozdurulduğunu ve kendisine bir daha verilmediğini davada dinlettiği tanıkların beyanı ile ya da kesin delillerle ispat edememiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ......