"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Eşyası İadesi ... ile ... aralarındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Eşyası İadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 5. Aile Mahkemesi'nden verilen 08.04.2014 gün ve 380/284 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı ... vekili, boşanma davası ile birlikte açılıp tefrik edilen davada, dava dilekçesinde belirtilen araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak, ayrıca 03.10.2012 tarihli dilekçede sayılan ziynet eşyaları nedeniyle alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Hükmün istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince “davacının seçimlik hakkı olduğu, talebini kişisel eşyanın iadesi davasında veya mal rejiminin tasfiyesi davasında denkleştirme alacağı olarak isteyebileceği, somut olayda ziynetlerin erkek tarafından bozdurulduğu ve ev alındığını, davalı erkeğin kadının ziynetleri kendi rızası ile verdiğini ispatlayamadığı” gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu ziynetlerin davacı kadın tarafından davalı eşine verildiği ve ziynetlerin bozdurulmak suretiyle davacı kadın adına ev alındığı sabittir. Açıklanan sebeple davacı kadın ziynet alacağını başlı başına dava konusu yapamaz. Davacı kadının ziynet alacağına yönelik bu talebinin mal rejiminin tasfiyesi sırasında tartışılması gerekir iken bölge adliye mahkemesince hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davacı kadın vekili cevap ve katılma yolu ile istinaf dilekçesi ile;ziynet talebinin reddi, çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki süresi ve yatılı olması yönlerinden başvurarak erkeğin istinaf talebinin reddine, kadının katılma yolu ile istinaf talebinin kabulü ile ziynet konusunda talepleri doğrultusunda ve çocuk ile baba arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve kişisel mal niteliğindeki ziynet eşyasının iadesi davasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Yapılan yargılama sonucu toplanan deliller, alınan beyanlar ve tüm dosya kapsamından; Dava, ziynet alacağı istemine ilişkindir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı olur. Bu durumda kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla ya da başka herhangi bir nedenle elinden alındığını veya götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altında olup; Aksinin ya da ziynet eşyasının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin koca tarafından kanıtlanması halinde ise koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....
dikkate alınarak; ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değil ise toplam 51.790,00 TL bedelin ödenmesine karar verilmiştir....
Dava, Boşanma davasından tefrik edilen ziynet eşyasının iadesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde ziynet eşyasının iadesi talebinin cins ve miktar yönünden kabulüne ancak değer yönünden kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. "6100 sayılı HMK'nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder....
Davacı, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise, onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürü-lebilen türden eşyadır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....
Ziynet eşyalarının kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda kadın; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, koca tarafından kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadesinden kurtulur....
Dava; ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. "Dosya kapsamından bozdurulduğu sabit olan davacının ziynet eşyalarının, iade edilmemek üzere kocaya verdiğini ispat külfeti davalıya ait bulunmaktadır." (Yargıtay 3....
Davalı-davacı erkek, ziynet eşyasının tefrik kararının verilmeden mevcut dava ile birlikte görülmesi ve ziynet eşyasının kabulü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı karşı davalı vekili istinafa cevap ve katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davalı-karşı tarafın istinaf talebinin reddine, kararın "Manevi Tazminat " talebi açısından bozulmasına, altın talebi yönünden onanmasına karar verilmesini talep ettiğini beyanla davalı davacı erkek lehine takdir edilen manevi tazminat ve kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....