İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; baba ile çocuk arasında ki mevcut kişisel ilişkinin yeterli sıklıkta olduğu, kişisel ilişki sıklığının artırılmasının çocuğu olumsuz yönde etkileyebileceği, tanık beyanlarına göre de mevcut kişisel ilişki sıklığının artırılmasını gerektirecek her hangi bir durumun mevcut olmadığı, aksine mevcut kişisel ilişki gün ve saatlerinde dahi babanın çocuğa karşı yeterli ilgiyi göstermediği, çocuğu genelde kök ailesinin yanına götürdüğü ve çocuğuyla istenilen ölçüde vakit geçirmeyerek çocuğu kök ailesinin yanında yalnız bıraktığı, özellikle kendisini bizzat ilgilendiren dava konusunda, menfaati ihlal edilmediği sürece çocuğun görüşünü anne ve babanın istek ve taleplerinden ... tutmanın son derece önemli olduğu, idrak çağında olan çocuğu talebinin aksine babası ile daha sık kişisel ilişki kurmaya zorlamanın çocuğun ... yararına uygun düşmeyeceği, davacı babanın mevcut kişisel ilişki dönemlerinde...
Tarafların boşanma davasına ilişkin dosya incelendiğinde kurulan müşterek çocuk ile davacı-davalı baba arasında sömestr tatilinde kurulan kişisel ilişki süresi uzundur. Bu sebeple davalı-davacı annenin sömestr tatili yönünden açılan karşı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamış ve mahkemece yeniden düzenlenmesine karar verilen kişisel ilişki, çocuğun yaşı dikkate alınarak haftanın belirli günlerinde kurulan kişisel ilişkinin artırılarak yatılı şekilde düzenlenmesi doğru ise de yarıyıl tatili, yaz tatili ve dini bayramlar yönünden yeniden düzenlenen kişisel ilişki süresi uzun olmuştur. Ayrıca yine resmi bayramlarda kurulan kişisel ilişkinin azaltılması yönünden bir talep olmamasına rağmen Dairemizin düzeltilerek onama kararında resmi bayramlarda kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması da doğru bulunmamıştır....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili; dede ile torun arasında kurulan kişisel ilşkinin uygulanabilirliğinin olmadığı, küçük Ali Efe babası ile beraber yurt dışında ikamet ettiği,...nin yurt dışında aldığı eğitimin zaman aralığı Türkiye standartları ile aynı olmadığı, bu durumda çocuğun üstün yararı gereği kişisel ilişki kurulması yönündeki talebin öncelikle tümden reddine, aksi kanaatte olunması halinde ise yüz yüze görüşme halinden çıkarılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek dede ile torun arasında kurulan kişisel ilişkinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;dede ile torun arasında kurulan kişisel ilişki davasının kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dede ile torun arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin ve kişisel ilişki süresinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Davalı, verilen karara karşı sadece kişisel ilişki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). 4721 sayılı TMK'nın konuya ilişkin 323. maddesi;"Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir." 324.maddesi ise; “Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/342 Esas sayılı dosya ile boşandıklarını kararda belirtilen çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesinin yetersiz kaldığını, davacının İzmir'de yaşadığını, çocuğu görmek için 2 haftada bir çok uzun yol gidip geldiğini ve 5 saat gibi kısa süre çocuğunu görebildiğini, kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmin edecek nitelikte olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle kişisel ilişki süresinin genişletilmesini talep etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, boşanma davasında kurulan kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, velayeti davacı-davalı anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında "aynı şehirde ikamet etmeleri hali" ve "farklı şehirde ikamet etmeleri hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Günümüzde ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Kişisel ilişkinin değişen koşullara göre her zaman yeniden düzenlenmesi istenebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı baba yönünden davanın reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı babanın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı dede yönünden davanın reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuk 2012 doğumlu olup, çocuğun yaşı dikkate alındığında, davacı dedesiyle kişisel ilişki kurulması çocuğun yararına olup, kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, 1973 doğumlu kızı Yelda’nın kısıtlandığını, vasi olarak da kocasının atandığını, vasinin kızıyla görüşmesini engellediğini ileri sürerek, kısıtlı olan ve davalının vesayeti altında bulunan kızıyla kişisel ilişki kurulmasını istemiş; mahkemece; davanın kabulü ile kısıtlı ile davacı arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Vasi, kısıtlıyı korumak ve bütün kişisel işlerinde o’na yardım etmekle yükümlüdür. (TMK. 447/1) Vesayet Organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler. (TMK. 466) Kısıtlı ile davacı (babası) arasında kurulan kişisel ilişki, kısıtlıyı korumaya yöneliktir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ile küçük Ummuhan arasındaki mevcut kişisel ilişki süresini gösteren karar aslı ya da onaylı sureti dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu husus temyiz incelemesi için önem arz ettiğinden mevcut kişisel ilişki süresini gösterir, tarafların boşanmalarına ilişkin dosyanın ya da kesinleşmiş kararın onaylı suretinin eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 17.09.2013 (Salı)...
TMK 324/2 maddesi " kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını yükümlülüklerine aykırı olarak kullanır veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir." hükmünü öngörmektedir....