Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 01.08.2006 doğumlu ...’nın babaannesidir. Davacının oğlu ve çocuğun babası ... 08.09.2009 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece baba ile çocuk arasında kişisel ilişki çocuk 3 yaşını bitirinceye kadar, 3 yaşını bitirdikten sonra ve çocuğun okula başlamasından sonra şeklinde ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayrımına gidilmeksizin ve küçüğün eğitim durumu ve üstün yararı dikkate alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Mahkemece velayetleri babaya bırakılan ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmuş fakat sosyal inceleme raporu alınmamıştır. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" dır. (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK. m.330/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumlan, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde göz önünde tutulur....
Davalı baba ile velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk 02.12.2013 doğumlu Hayrunnisa Nur arasında kişisel ilişki tesis edilirken günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında, aynı şehir-farklı şehir ayrımı yapılması doğru olmadığı gibi, tarafların ayrı şehirlerde yaşamaları halinde çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de, kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....
Pazar günleri ile dini bayramların 2. günü 10.00-17.00 saatleri arasında" kişisel ilişki kurulduğunu, ancak, davalı annenin boşandıktan beş ay sonra ... ilinden, ... iline taşındığını, kişisel ilişki kurulması için yol gidip, bir gece dahi çocuğuyla geçiremediğini, müşterek çocuğun üç yaşına geldiğini, bu sebeplerle müşterek çocuk ile arasında kurulan kişisel ilişki süresinin genişletilmesini talep etmiş, mahkemece davacı tanıkları dinlenip, davalının bildirdiği tanıkların ise, davanın mahiyeti gereği dinlenmesine yer olmadığına karar verilip, davacı baba ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişki süresinin kısmen genişletilmesine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 182/2 ve 324/2 maddeleri uyarınca kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur....
nın vefat ettiğini, sağ kalan müvekkilinin eşinin ve oğlunun hasretini torunu ile gidermeyi amaçladığını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, Kahraman Kazan Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince aldırılan raporda yatılı kişisel ilişki tesisinin uygun olduğunun bildirildiğini beyan ederek yatısız kurulan kişisel ilişki yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur. 2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sağ kalan davacı ...'nın çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamacağını, Demans, Alzhimer gibi çocuğun ... yararını tehlikeye atabilecek rahatsızlıklarının olup olmadığının tespiti için rapor talep ettiklerini, taleplerinin karşılanmadığını, davacılar ile torun arasında açık husumet bulunduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini mümkün değil ise davacılar ile kişisel ilişki sürelerinin kısaltılması yada müvekkil anne eşliğinde kişisel ilişki kurulması yönünde temyiz kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1....
Özel bir durum veya sebep bulunmadıkça ve çocuğun menfaatine açıkça aykırı olmadıkça, kişisel ilişki süreleri belirlenirken tarafların durumlarına uygun sürelerde kişisel ilişki tesis edilmelidir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davacı-davalı (koca), yıllık iznini her yıl Ağustos ayında kullandığını belirterek, kişisel ilişki tesis edilirken bu durumun dikkate alınmasını istediğine göre, velayetleri annelerine bırakılan müşterek çocuklar ile babaları arasında Ağustos ayında kişisel ilişki kurulması gerekirken bu yön nazara alınmadan her yıl Temmuz ayında kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun bulunmuştur (HUMK. md. 438/7)....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Çocuklar ile ana veya baba arasında düzenlenen kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Velayeti anneye verilen ortak çocuk Eyüp Ensar ile baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersiz olup babalık duygularını tatmine elverişli değildir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını “isteme hakkı” diğer kişilere, özellikle hısımlara da tanınabilir. (TMK.m.325) Müşterek çocuk ....,’nın büyükbaba ve büyükannesi tarafından kişisel ilişki kurulması yönünde herhangi bir davaları bulunmadığı halde çocuk ile büyükbaba ve büyükannesi arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik düzenleme yapılması doğru değildir. Diğer yandan; çocukla, baba arasında “iki haftada bir Cumartesi günleri” şeklindeki kişisel ilişki düzenlemesi de, hangi Cumartesi günleri olduğu belirtilmediğinden dolayı infazda duraksama yaratacak niteliktedir....