Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, fer'ileri, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Velayeti annede olan 2014 doğumlu ortak çocuk...ile baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olup, ortak çocuğun baba yanında yatılı ve daha uzun kalmasına olanak sağlayacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi uygun görülmemiştir...

    Velayet düzenlemesinde olduğu gibi kişisel ilişki tesisinde de asıl olan çocuğun yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Bu durumda mahkemece müşterek çocuk ile davalı anne arasında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün velayete ilişkin bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.04.2015 (Salı)...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki ile ilgili temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı Malatya merkezde, velayet hakları kendisine verilen davacı anne Doğanşehir ilçesinde oturmaktadır. Günümüz ulaşım imkanları ve iki yerleşim yeri arasındaki mesafe dikkate alındığında kişisel ilişki düzenlenirken aynı yer veya farklı yer ayrımı yapılmaksızın kişisel ilişki kurulmalıdır. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır....

        Yine, Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinin ikinci fıkrasında; "Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir." hükmü yer almaktadır....

          Davalı vekili, davanın kabulüne karar verilmesi, yatılı olarak kişisel ilişki günleri verilmesi, boşanma davası ile mevcut davanın birleştirilmesine karar verilmemesi, kişisel ilişki davasının boşanmanın feri niteliğinde olmasına rağmen vekalet ücreti hükmedilmesi, davacı ile çocukların görüşmesini engellememesine, dava açılmasına sebebiyet vermemesine rağmen aleyhine vekalet ücreti verilmesi yargılama giderlerinden sorumlu olması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır.Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....

          Bu nedenle, davacı-karşı davalı babanın iştirak nafakasının arttırılması davasına ve ferilerine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Tarafların kişisel ilişki yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Davacı-karşı davalı babanın kişisel ilişki yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

            Anlatılan sebeplerle davalı erkeğin kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı erkeğin kişisel ilişki süresine yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; Velâyeti anneye bırakılan ortak çocuklar ile davalı baba arasında bölge adliye mahkemesince tesis edilen kişisel ilişki yetersiz olup babalık duygularını tatmine, çocuklar bakımından da baba ... ve şefkatini tatmaya elverişli değildir. Bu sebeplerle babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

              Mahkemece, velayet kendisine bırakılmayan tarafla ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkide kardeşler birbirlerini göremeyecektir. Velayet kendisine bırakılmayan tarafla ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin de birbirlerini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkisinin gelişmesi için önemlidir. Bu bakımdan kardeşlerin birbirini görecek şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Yine mahkemece taraflar ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki "aynı şehir, ayrı şehir" ayrımı esas tutularak düzenlenmiştir. Dosya kapsamından tarafların her ikisinin de ...'da oturdukları anlaşılmaktadır....

                DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki  "çocuk ile kişisel ilişki tesisi" konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen  kararına  karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özet ile; davaya konu küçük Eylül Bahar'ın vefat eden oğulları Murat Turgay ile davalının müşterek çocuğu olduğunu, boşanma sırasında velayetin davalı anneye bırakıldığını, oğullarının vefatından sonra torunları ile kişisel ilişki kuramadıklarını belirterek davacılar ile Eylül Bahar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                Bu sebeple, daha uygun kişisel ilişki tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

                  UYAP Entegrasyonu