WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı maddi ve manevi tazminat, yapılan saldırının önlenmesi ve yayın davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 15/10/2018 gün ve 2016/8897-2018/6166 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/07/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırının önlenmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarının ihlalinin önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalının sahibi olduğu yerel gazetede yer alan haberler nedeni ile kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile uğramış olduğu saldırının önlenmesi amacı ile yayının durdurulmasını talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

      ın karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı sebebiyle devam eden saldırının önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalılardan ... yönünden pasif husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden esastan reddine karar verilmiş; davacının temyizi üzerine karar Dairemizin 23/12/2019 gün ve 2017/2589 -2019/6238 sayılı ilamı ile bozulmuş; davalılar vekili kararın düzeltilmesi isteminde bulunmuştur. Davacı vekili, Sabah Gazetesinin Ankara ekinde; 19/03/2014, 21/03/2014, 16/04/2014, 17/04/2014 ve 18/04/2014 tarihlerinde yapılan haberlerde davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek devam eden saldırıların önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davalılardan ... yönünden davanın pasif husumetten reddine, diğer davalılar açısından ise esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

        Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK 58.maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

          TBK’nin 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Kişilik haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için TBK’nin 58. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208)....

            Tarafların tesbit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, davacının kişilik haklarına özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının derecesine, manevi tazminat isteyenin, boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran, davacı yararına hükmolunan manevi tazminat fazla ve hakkaniyet ölçülerini aşar niteliktedir.Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlık derecesi ve Borçlar Kanununun 47. ve 49. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK. 174/2) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de, açıklanan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2020 NUMARASI : 2019/781 ESAS, 2020/502 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; imtiyaz sahibi davalı Ali Rıza Yıldız olan http://www.flashaber.com.tr isimli internet sitesinde yazılar yazan davalı T3 köşesinde yazdığı 30.09.2019 tarihli yazısında "siyasetin maskelerini düşürmeye devam"linki ile müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu, yine FETÖ'cülükle suçlamada bulunulduğunu, küçük düşürücü, onur kırıcı söylemler olduğunu, şeref ve haysiyetine karşı saldırıda bulunulduğunu belirterek kişilik haklarına saldırının önlenmesine ve 30.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yazı ve haberin yayınlanmasının durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2020 NUMARASI : 2019/38 ESAS, 2020/150 KARAR DAVA KONUSU : Kişilik Haklarına Saldırının Hukuka Aykırılığının Tesbiti KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

                Asliye Ceza Mahkemesinde hakaret suçundan yargılandığını ve cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek, kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; ceza mahkemesinde davalının davacıya hakaret ettiğinin maddi vaka olarak tespit edildiği, davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; ... .... Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/101 esas, 2015/105 sayılı kararı ve mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...’in davacıya söylediği iddia olunan sözler değer yargısı niteliğinde olup, davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Şu durumda; davanın tümden reddi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu