Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

    Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yeniden sağlanması için kabul edilmiş bir tatmin (veya telafi) yöntemi olup, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi halinde manevi tazminata hükmedilir. Kocanın eşini, başka bir kadınla aldatması, ağır hakaret hallerinde, kişilik haklarına saldırının varlığı kabul edilmektedir. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde ise, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları etkili ölçüttür.( Hukuk Genel Kurulu'nun 14.04.2010 gün ve 2010/2-203 E., 2010/220 K. sayılı ilamı)....

      Bu durumda, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı saldırının önlenmesi olduğu gözetilerek davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Davacı tarafça dava dilekçesi ile taşınmazdaki kiracılık sıfatına ve kira sözleşmesine dayanılarak saldırının önlenmesi talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacının kira sözleşmesine ve kiracı olmasını nedeniyle kişisel hakka dayandığı zilyetliğe dayanmadığı anlaşılmakla davanın TMK'nun 683 ve devamı maddeleri kapsamında saldırının önlenmesi istemine ilişkin olduğunun, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca salt zilyetliğe dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkin olmadığının kabulü gerekir. Davacının istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir....

      KARŞI OY YAZISI Dava, kişilik haklarına yapılan haksız saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı düğün töreni öncesi, davalı ...'ün kuaför dükkanında saçını yaptırdığını diğer davalı ...'ün fotoğraf sütüdyosunda ise resim çektirdiklerini, davalı ...'ün çekilen bu resimleri ...'e verdiğini onun da kendilerinden izin almadan katolog yaptırarak orada kullandığını, resimlerin bir çok müşteri ile paylaşıldığını belirterek, davalı ...'ün bu fotoğrafı kullanmaktan men edilmesini, izinsiz kullanımdan dolayı ise manevi zararların tazminini talep etmiştir. Mahkemece kişilik haklarına yapılan saldırının sona erdiği belirtilerek men talebinin konusuz kalması nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin de esastan reddine karar verilmiştir. TMK'nın 24 ve 25. maddesine göre "Hukuka aykırı olarak kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse bunlara karşı korunmasını isteyebilir....

        Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. Aynı kanunun 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Somut olayda, davalının davacıya karşı "soytarı, soytarılık yapma" gibi cümleler kullanarak hakaret ve tehditlerde bulunduğu ileri sürülmekte olup; dava dosyamızda tanık ismi bildirilmemiş olup davacı vekili tarafından Akçaabat 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/36 Esas, 2020/326 Karar sayılı dosyası kapsamına delil olarak dayanılmıştır. Mahkememiz dosyasına celp edilen Akçaabat 2....

        Medeni Kanun'un 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. Aynı Yasa'nın 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK'nın 49. maddesinde de saldırının yaptırımı düzenleme altına alınmıştır. Böylece, Anayasa'da ve yasalarda kişinin hak arama özgürlüğü ile kişilik değerleri güvence altına alınmıştır. Ancak, hak arama özgürlüğü ile kişilik hakları karşı karşıya gelmiş olması durumunda sorun bu değerlerden hangisine üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır. Bir taraftan kişinin hak arama özgürlüğü güvence altına alınmışken, diğer taraftan kişilik hakları da anayasal ve yasal güvence altına alınmıştır....

          Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

            Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

              TMK.nun 24.maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur. Somut olayımızda davacının kişisel haklarına ilişkin bir saldırı söz konusu değildir. Bu durumda karşı taraf yönünden manevi tazminatın şartları oluşmamıştır. O halde mahkemece manevi tazminat talebi yönünden de davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....

                TMK.nun 24.maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur. Somut olayımızda davacı- karşı davalı bu davayı açmakla yasal hakkını kullanmıştır. Davalı- karşı davacının kişisel haklarına ilişkin bir saldırı söz konusu değildir. Bu durumda karşı taraf yönünden manevi tazminatın şartları oluşmamıştır. O halde mahkemece karşı dava yönünden de davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....

                  UYAP Entegrasyonu