Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK’nın 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

    Konu güncel olup, özle biçim arasındaki denge bozulmamıştır.Dolayısıyla kişilik haklarına saldırının kabulü için yukarıda açıklanan şartlar oluşmamış ve belirtilen ilkeler aşılmamıştır.Dava konusu köşe yazısı hukuka uygun olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

      ın temyiz itirazlarına gelince; Asıl dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat ile kararın yayınlanması, birleşen dava ise kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Asıl davada davacı, davalılardan ...'ın internet sitesi üzerinden yayın yapan ... adlı haber ajansının ve ... Yayın Yapım Reklam Ajansının sahibi olduğunu, davalılardan ... tarafından ... adlı internet sitesi üzerinden uydurma ve asılsız iddialara dayalı olarak sürekli yayın yapıldığını, 27-28 Temmuz 2005, 02-03-04-05-08 Ağustos 2005 ve 21 Ağustos 2006 tarihli asılsız haberlerle basının haber verme, düşünceyi yayma, kamuoyunu aydınlatma ilkesine tamamen aykırı davranıldığını ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek oluşan manevi zararın tazminini ve kararın yayınlanmasını talep etmiştir....

        haklarını ciddi şekilde zedeler, eleştiri ve ifade özgürlüğünü sınırlarını aşan, suç isnadı içerir beyanlarla dolu olduğunu beyanla; davalının müvekkiline yönelik aşağılayıcı, tahkir edici ve hakaret içeren sözleri ve gerçeğe aykırı somut suç isnadı sebebiyle müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğundan iş bu saldırının durdurulması için ihtiyati tebdir kararı verilmesine, kişilik haklarına yönelik saldırının tespiti ve kınanmasına, davanın kabulü ile, 100.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          a yapılan saldırının sanıkları arasında yer aldığını, çete ile ilgileri olduğunu ve karanlık ilişkilerin içerisinde olduğunun belirtildiğini, fotoğrafları konularak suçlu olarak lanse edildiğini ve kişiliklerinin zedelendiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; dava konusu haberin basın özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığını, müvekkilinin topluma yanlış bir izlenim verici hiçbir açıklama da bulunmadığını, davacıların kişilik haklarına herhangi bir saldırıda bulunulmadığı, haberin amacının gerçekleri gün ışığına çıkararak toplumu haberdar etmek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Dava, internet yoluyla yapılan yayının kaldırılması, saldırının hukuka aykırılığının tespiti ve durdurulması, aynı sitede aynı sayfadan duyurulması istemlerine ilişkindir....

              Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

              Ne var ki, anılan madde hükmüne göre manevi tazminat isteğinin kabul edilebilmesi için, diğer koşulların yanında kişilik haklarına hukuka aykırı, haksız bir saldırının varlığı da şarttır. Davalının, davacının rezarvasyon talebini kabul etmemesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunun kabulüne olanak yoktur. Öyle ise bu davada manevi tazminatın koşullarının varlığından söz edilemez. Buna rağmen mahkemece, manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:1.bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/02/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat ve kişilik haklarına saldırının ortadan kaldırılması istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

                  UYAP Entegrasyonu