Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ...'tan almış olduğu su borularını ... Kaymakamlığı ... Köyü içme suyu ihalesi işinde kullandığını, boruların yeterli mukavemete sahip olmaması nedeniyle işi tamamlayamadığını, bu nedenle ödemiş olduğu su borusu bedeli ve işi tamamlayamamaktan kaynaklı zararının bulunduğu, diğer davalı ...'nin davaya konu su borularının imalatçısı olması nedeniyle sorumlu olduğunu iddia ederek müvekkilinin almış olduğu ayıplı su borusu nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, taraflar arasında bir ticari ilişki bulunmaması nedeniyle müvekkiline husumet düşmeyeceğini ve ayıp talebiyle ilgili olarak yasada aranan zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ayıp talebine yönelik olarak zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 14.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, davalılardan T7 ve Başbakanlık T9 tarafından 2004 yılında dava dışı Aylin Tuğcu’ya satılan taşınmazın davacı tarafından 2012 yılında satın alması nedeniyle, taşınmazın maliki olup, bu davalıların ayıplı ifa nedeniyle onarım hakkından dolayı tazminat, davalılar sigorta şirketi ve bankaca evim sigorta poliçesi kapsamında zararın tahsiline ilişkin tazminat davasıdır. Davacı T7 Başbakanlık T9 aleyhine açtığı davada, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna dayalı olarak ayıplı satış nedeniyle tazminat talep etmiş olup; diğer davalılar aleyhine açtığı davada taşınmazı satın aldığı 2012 yılında kullanılan kredi sözleşmesi kapsamında sigorta şirketi ve bankaca düzenlenen evim paket sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen zararın giderilmesine ilişkin alacak davasıdır....
Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir-------- Eğer alıcı iğfal edilmiş, yani maldaki ayıp ondan bilerek saklanmış ise Kanunun öngördüğü çözüm satıcı bakımından ağırlaştırılmış bir sorumluluğu gerektirmektedir....
Eldeki davada, davacı tarfından dava konusu laptop bilgisayarın gizli ayıplı olduğu iddia edildiğinden, davacının ayıp iddiasını ve ayıp sebebiyle uğramış olduğu zararı ispat etmesi gerekmekte olup ispat yükü davacı taraftadır. Alıcının ayıba karşı seçimlik hakları TBK 227 maddesinde düzenlenmiş olup; "Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır." denilmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/07/2014 NUMARASI : 2013/415-2014/343 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, 17.400 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline ilişkindir....
söz konusu zarara neden olan kusurun davalı-karşı davacı tarafa ait olduğu, davalı-karşı davacının eylemi ile zararı arttırdığı, söz konusu zarardan davacı-karşı davalının sorumlu olmayacağı, buna karşın ayıp gizli ayıp olsaydı ve montajlama sonrası anlaşılsaydı, zararın rücu edilebileceği, ancak teknik bilirkişiler tarafından ayıbın açık ayıp olduğunun tespit edildiği, yine davalı-karşı davacı tarafından projenin gecikmesi nedeniyle kendisine kesilen ceza faturasının davacı-karşı davalıya rücu edildiği, ancak davalı-karşı davacı beyanından da anlaşıldığı üzere gecikmenin tek nedeninin camlardaki ayıp olmadığı, bu nedenle ve ayıbın süresinde yapılmaması nedeniyle karşı davalının bu ceza faturasından da sorumlu olmadığı, bu durumda karşı davacının dava dilekçesi ve 14.12.2020 tarihli dilekçesi ile talep ettiği 200.000-TL maddi tazminat, 150.000-TL maddi tazminat ve 250.000-TL manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı ve karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı-karşı davacının...
Alınan bilirkişi raporlarının tarafsız, bilimsel veriler ve dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli olduğundan, bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davacının maddi tazminat davasının kabulüne, 6.286,22 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat davasının ise tazminat şartlarının oluşmamış olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
bozmayı gerektirir. 2-Kabul şekli bakımından bilirkişi raporunda tavan ve duvarlarda dalgalanma şeklinde eğrilik açık ayıp olarak belirtildiği halde, mahkemenin bilirkişi raporunu özetleyen gerekçe kısmında bu hususların hem gizli ayıp hem de açık ayıp olarak yazılması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Bozma sebeplerine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Davacının bu şekilde servise başvurması ve servisin de ayıp durumunu kabul etmesi nedeniyle davacı tarafından ayrıca bir ayıp ihtarında bulunmasına gerek yoktur. Bu durumda mahkemece, açıklanan hususlar üzerinde durulup değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....