Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davacının müşterilerden gelen şikayetler sonrasında veya web ortamındaki şikayet siteleri aracılığıyla telefonlardaki ayıptan haberdar olduğu, davacının telefonlardaki gizli ayıpları derhal ve gecikmeksizin davalıya ihbar ettiğine dair dosyada bir ayıp ihbarına rastlanmadığı, davacının iade faturası ile telefonları kargo ile davalıya göndermesinin kanunda belirtilen ayıp ihbarı şekil şartını taşımadığı, iade faturası ayıp ihbarı olarak kabul edilse bile davacı 2008 yılı Mart ve Nisan aylarında bilgi sahibi olduğu halde 2008 yılı Haziran ayında ilk ihbarını yaptığı, ayıp ihbarının zamanında yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının davalıdan görüşmeye açık telefonlar satın aldığı, bu telefonları müşterilerine perakende olarak sattığı, bu satımdan sonra bir kısım telefonların görüşmeye kapatılmış olduğu hususları dosya içeriğiyle sabittir....

    Mahkemece, davalının 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesindeki kişilerden olup olmadığı belirlenerek, davacının iddia ettiği ayıp kaynaklı zarar, satın aldığı aracın ekonomik değerini düşürecek nitelikte açık ayıp niteliğinde mi ,gizli ayıp niteliğinde mi veya gizlenmiş ayıp niteliğinde mi olduğu uzman bilirkişiler vasıtasıyla araç başında yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurup başvurmadığı belirlenmelidir. Bu belirleme sonrası ayıbın niteliğine göre ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı,ayıp ihbarı yapılmış ise ayıp ihbarın zamanında yapılıp yapılmadığı da belirlenmelidir. Bu nedenlerle, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının tespiti gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Davacı vekili, müvekkilinin ... plakalı otobüsü davalı şirket yetkilisinden satın alarak devir ve tescil işlemlerinin yapıldığını, söz konusu aracın müvekkili tarafından dava dışı ... isimli şahsa satılıp devredildiğini, ancak araçta gizli ayıp bulunması nedeniyle aracın bu kişi tarafından tekrar müvekkiline iade edildiğini, yaptırılan ekspertiz raporunda aracın kilometresiyle oynandığını, bundan kaynaklı olarak müvekkilinin zararın meydana geldiğini iddia ederek 100 TL tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödetilmesine karar verilmesini talep etmiş. Yargılama safahatında talebini 50.000 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, süresinde ayıplı ihbarında bulunulmadığını, ayıp ihbarı için gereken sürenin dolduğunu, aracın davacı tarafından görerek ve bilerek satın alındığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Dava, ayıplı mal nedeniyle tazminat talebine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafça müvekkiline satılan kumaşların giysi haline getirilip yurt dışına ihraç edildiğini, ancak kumaşlardaki ayıp nedeniyle satılan giysilerin iade edildiğini belirterek müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın kumaşların üreticisi olan ... A.Ş'ye açılması gerektiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

        buna göre de ayıp ihbarı süresi içerisinde yapılmıştır....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişi kurulundan alınan denetime elverişli esas ve ek rapor içeriklerine göre; araçta üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp olduğu ve ayıbın devam ettiğinin belirlendiği, taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması nedeniyle BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere derhal yapılması gerektiği, nitekim davacının ticari amaçlı davalıdan sıfır olarak aldığı araçlarda trafiğe çıkışından hemen sonra sürekli olarak çeşitli arızalar meydana geldiği, yoğun trafikte yolcu taşımak beklentisiyle alınan bu araçların trafikte arızalanmasının risk taşıdığı, davacının bu şartlar altında araçları kullanmaya zorlanamayacağı, araçlarda meydana gelen arızalar nedeniyle araçların servise alındığı, bu itibarla ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, kaldı ki arızaların garanti...

            Ayıplı malın değerinin 184.625,37 TL hurda değerinin ise 46.156,34 TL olduğu, dava konusu ürünlerin davacı tarafça başka şekilde değerlendirilemeyeceği, davacının ayıp ihbarının süresinde olduğu ve ayıptan doğan haklarını kullanabileceği, dava konusu malın fatura değerinden hurda değeri mahsup edildiğinde davacının 138.469,03 TL davalıya borçlu olmadığı, davalının takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının takip dosyasında davalıya 138.469,03 TL borçlu olmadığının tespitine davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, alınan malın ayıplı olması nedeniyle mal karşılığı olarak verilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir....

              İlk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişi ile keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı, bu bilirkişi raporunda, aracın 09.11.2017 tarihinde 138.000 km'de servise gitmiş olduğu, 02.02.2018 tarihli araç muayenesinde ise 120.065 km'de olduğu, aracın kilometresinin 02.02.2018 tarihinden önde düşürülmüş olduğu, kilometre düşürme işleminin aracın davalının adına kayıtlı olduğu dönemden önce yapılmış olduğu, aracın gizli ayıplı olarak satılmış olduğu, gizli ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile arasındaki farkın 13.600,00 TL olduğu belirtildiği, bu bilirkişi raporuna binaen davacı vekilinin 19/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden dönme hakkı yerine ayıp oranında indirim hakkını kullanmak istediği, söz konusu satış nedeniyle araçtaki gizli ayıplardan kaynaklanan 13.600,00 TL maddi tazminat talep ettiği görülmüştür. Uyuşmazlık satın alınan aracın alım-satım işlemi esnasında ayıplı olup olmadığı noktasındadır....

              Buna göre, alıcının gizli ayıp nedeniyle ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanabilmesi için satılanda ortaya çıkan ayıbı hemen (uygun bir süre içinde) satıcıya bildirmesi zorunludur (TBK m. 223/27. Ayıp ihbarı, TTK m. 18/2'de sayılan ihbarlardan olmadığından, tacirler arasında dahi olsa ayıp ihbarının belirli bir şekilde yapılması gerekmez. Satış hukuku bakımından ayıp, satılanda satıcı tarafından bildirilen ya da kullanım amacı gereği satılanda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması, satılandaki nitelik eksikliğidir. Satıcının ayıptan doğan sorumluluğu, kusurdan bağımsız bir sebep sorumluluğudur. Alıcı, muayene ve ihbar külfetlerini yerine getirmek koşuluyla, satıcının kusuru olmasa dahi TBK m. 227/1'de sayılan seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcının kusuru, yalnızca genel hükümlere tabi olan tazminat talebi bakımından önem taşımaktadır (TBK m. 227/2; TBK m. 112)....

                Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davaya konu araçta ayıp olduğunu belirterek maddi zararının tazminini talep ettiği, davalının ise ayıplı mal tesliminin olmadığını savunduğu, bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlarla orijinal kaliperlerin ve jantların değiştirildiğinin ve davaya konu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddia edilse de davacı tarafça dosyaya sunulan ve davalı tarafça da kabul edilen watsapp yazışmalarıyla davacının ayıp ihbarını süresinde yaptığının anlaşıldığı, bilirkişi raporu ile davaya konu ayıp nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle 166.195,37 TL zararının olduğu anlaşılmakla ıslah da göz önünde bulundurularak davacının açtığı davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu