Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin özel şartlarının 11. maddesinde; “ şirket kira süresinin bitiminden 30 gün evvel kiralananı tahliye edeceğini yazı ile kiralayana bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayılır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Sözleşmede kiracının, kiralayanın bilgisi ve rızası olmaksızın, haklı bir nedene de dayanmaksızın kira süresinin bitiminden önce kiralananı tahliye etmesi sözleşmeye aykırı davranış sayılır. Böylesi durumda kiracı kiralayanı bu yüzden uğradığı zararı tazminle zorunludur. Ne var ki, BK.nun 98.maddesi yollamasıyla sözleşmelerde de uygulanması gereken 44.maddesi uyarınca kiralayan da, kiralananı aynı miktarda aynı koşullarla yeniden kiraya vermek konusunda gereken çabayı göstermeli ve böylece zararın artmasına sebebiyet vermemelidir. Aksi takdirde artmasına sebep olduğu zarar tutarını kiracıdan isteyemez....

    Davalı tarafından kiralananın tahliye edildiğinin ispatlanması halinde; mahkemece yeniden kiraya verilebilecek süre konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak tahliye tarihine kadarki ve buna ilaveten tahliyeden sonra yoksun kalınan kira alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava konusu olayda, davalı kiracı 24.2.2009 keşide ve 27.2.2009 tebliğ tarihli fesih ihbarnamesi ile kiralananı sözleşme bitim tarihinde tahliye edeceğini bildirmiş, kiralananın anahtarını da 25.5.2009 tarihinde tutanakla davacıya teslim etmiştir....

        Kiralananı fuzuli işgal eden davalı şirket için yasada ihtar şartı düzenlenmemiştir. Davacının dava dilekçesinde, kiralananın rızası dışında davalı şirkete kiralandığını ve devredildiğini, bu durumun akde aykırılık oluşturduğunu belirttiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, Türk Borçlar Kanunun'nun 316. maddesinde alt kiracıya veya işgalciye karşı ihtar zorunluluğu düzenlenmediğinden işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Kiralananı fuzuli işgal eden davalı şirket için yasada ihtar şartı düzenlenmemiştir. Kiralananın, sözleşmedeki devir yasağına rağmen davalı şirkete devredildiği anlaşılmıştır. Mahkemece kiralananda fuzuli işgalci durumunda bulunulan davalı şirket yönünden tahliye kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle davacıların kiracı davalılar hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, (2) bentte yazılı nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı şirket yönünden BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 05/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Kiralayanın anahtarı teslim almaktan kaçınması durumunda kiracının mahkemeye müracaatla tevdi mahalli tayini, icra dosyasına ya da notere anahtarın teslimi suretiyle anahtar teslim yükümlülüğünü yerine getirmiş olması gerekir. Somut olayda; davalı kiracı tahliye ve anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Davacı kiralayan 02.02.2012 tarihli duruşmada anahtarın halen teslim edilmediğini bildirmiştir. Davacı vekilinin aynı celsede '' Şu anda bizim gayrimenkulümüze girişi engelleyen bir olgu yoktur.'' şeklindeki beyanı tahliyenin gerçekleştiği manasına gelmez. Davalı takipte istenen alacağı 30 günden sonra 7.7.2011 tarihinde banka aracılığı ile ödediğine göre , davanın kabulü ile tahliyeye karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

              Olayımıza gelince; Davacı dava dilekçesinde davalı kiracının işyeri olan kiralananı diğer şahıs ve şirketlere kullandırarak akde aykırı davrandığından bahisle, kiralanandan tahliyesini istemiş, ancak kiracı davalıya TBK.nun 316.maddesindeki düzenlemeye uygun olarak, kiralananın çatılı iş yeri olması sebebiyle en az otuz gün süreli, akde aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceği yönünde yazılı bir ihtarname göndermemiştir. Bu durumda, kiracı yönünden tahliye davası açılmasının koşulları oluşmamıştır. Mahkemece, davalı kiracı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davacılar vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davalı bankanın ihtarname ile kiralananı tahliye edeceğini bildirdiğini, davalı kiracıya yetki verildiğini gerekçe göstererek davanın reddine kararı verdiği, davalının kira sözleşmesini feshettiğini, belirtilen tarihte tahliye etmediğini, aylık kira paralarının her ayın en geç 5. günü mesai bitimine kadar peşin olarak yatırılacağı hususunda anlaştıklarını ancak Kasım 2019 ayına ait 15 günlük kira bedelini yatırmadıklarını ve kiralananı tahliye etmediklerini, davanın 5 yıl süre ile yenilenen kira sözleşmesine rağmen 5 yıllık süre bitmeden kiralananı tahliye ettiğinden Borçlar Kanununun 325. maddesi uyarınca kira mahrumiyetlerinin ödenmesine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

                nın 256.maddesi) hükmü uyarınca, kiracı, kiralananı özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. maddesi (BK.'nın 266.maddesi) gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Kira sözleşmesinin 5. maddesinde de kiralananın teslim edildiği haliyle iade edileceği, kiraya verenin eski hale getirilmesini talep edebileceği belirtilmiştir. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise olağan kullanımdan kaynaklı hasar bulunup bulunmadığı belirtilmemiş, yıpranma payı düşülmeksizin hesaplama yapılmıştır....

                  Uyuşmazlık davacı kiracının sözleşmenin feshinde haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 301.maddesi gereğince; kiraya veren, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Kiraya veren bu borcu sadece fiili bir teslim ile ifa etmiş olmaz. Kiracı kiralananı hangi maksat için tutmuş ise kiraya veren o maksada elverişli bir tarzda teslim ile mükelleftir. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının TBK’nun 123. ve 125.maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi beklenir. Kiralananda mevcut açık nitelikteki bozukluklara karşın kiracının uzun bir süre kiralananı mevcut hali ile kullanması ve bu konuda uyuşmazlık çıkartmaması, kiracının kiralananı mevcut hali ile kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir....

                    UYAP Entegrasyonu