uyarlama davası sonucu tespit edilen kira bedeli üzerinden, icra vekalet ücretinin hesap edilmesine ilişkin kararının iptalini istemiş, mahkemece, istem yerinde görülerek, takip tarihindeki bir yıllık kira bedeli olan 25.000 USD'nin TL karşılığı ve KDV toplamı üzerinden icra vekalet ücretinin hesap edilmesine hükmedilmiştir. 28.12.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren ve somut olayda uygulanması gerekli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi genel hükümler 19. maddesi atfı ile 9. maddesi gereğince; "Tahliye davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı üzerinden Tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, avukatlık ücreti olarak hükmolunur." düzenlemesi mevcut olup, icra vekalet ücreti hesap edilirken bir yıllık kira bedeli tutarının nazara alınacağı belirtilmiştir....
müvekkili idare arasında geçerli bir kira sözleşşmesi bulunmadığını, davacının kiracı sıfatının da bulunmadığını aksinin kabul edilerek kira sözleşmesinin 17/12/2015 tarihinde aynı şartlarla uzadığının kabulü halinde de kalan sürenin bir yıldan kısa olduğu dikate alınarak kira bedelinin uyarlanması davası açılamayacağını, uyarlama koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek açılan davanın reddini talep etmiştir....
müvekkili idare arasında geçerli bir kira sözleşşmesi bulunmadığını, davacının kiracı sıfatının da bulunmadığını aksinin kabul edilerek kira sözleşmesinin 17/12/2015 tarihinde aynı şartlarla uzadığının kabulü halinde de kalan sürenin bir yıldan kısa olduğu dikate alınarak kira bedelinin uyarlanması davası açılamayacağını, uyarlama koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek açılan davanın reddini talep etmiştir....
KARAR Davacı, 01.10.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile taşınmazını yıllık 12.000.000 TL kira bedeli karşılığında davalılara kiraya verdiğini, taşınmazın niteliklerine, günün ekonomik koşullarına ve emsallere göre kira bedelinin çok düşük kaldığını, davalıların kira bedelini artırma talebini kabul etmediklerini iddia ederek 01.10.2006 tarihinden itibaren yıllık kira bedelinin 18.000 YTL olarak uyarlanmasını istemiştir....
Dava konusu taşınmaz köy sınırları içinde bulunup, Borçlar Kanununun adi kira hükümlerine tabidir. Borçlar Kanununa tabi yerlerde kira tespitine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı vekili 21.10.2008 tarihli cevap dilekçesi ile kira sözleşmesinin 10 yıl süreli olduğunu kabul etmiştir. Kira sözleşmesinde de 10 yıldan çok olmamak üzere kira sözleşmesi düzenleneceği belirlenmiştir. Davanın niteliği itibariyle sözleşmenin bitimine 5 yıl gibi uzun bir süre kaldığına göre talebin uyarlama isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyarlama niteliğinde bulunan uyuşmazlığın dava değerine göre Ulus Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Ulus Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2020 NUMARASI : 2019/332- 2020/181 DAVA KONUSU : Kira Uyarlama İstemli KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı. İstinaf sebepleri: Davacı, 17.08.2020 tarihli süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; kira süresinin bir yıl olarak belirlenmiş olmasına rağmen kira ilişkisinin devam etmesi halinde sözleşmenin belirsiz süreli hale dönüşeceği, bu nedenle uyarlama için gerekli şartların oluştuğu hususunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbirlerin en temel amacının, hakkın ya da hak sahibini karşılaştığı tehlikelerin bertaraf edilmesini, bu tehlikelerin yol açabileceği telafisi güç veya imkansız zararların veya tehlikenin önlenmesinin amaçlandığını, bu nedenle mahkemenin ihtiyati tedbir taleplerinin reddi yönündeki kararın doğru olmadığını, taraflar arasında ki kira sözleşmesinin şartlarının günümüze kadar değiştiren bir çok olay yaşandığını, yaşanan pandemi, ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve kira bedellerindeki artış gibi hususlar dikkate alındığında, her bir taşınmaz için sözleşmede belirlenen aylık 2.125,00- TL kira bedelinin bir hayli düşük kaldığını, sözleşmeyi imzalarken mevcut olan dengenin sonradan bozulduğunu, bu bozulma sonucunda müvekkillerinin sözleşmeyi bu haliyle ifa etmesini beklemenin doğru olmadığını, bu dava ile uyarlama istemindeki amacın sözleşmenin feshi veya dönme olmadığını, uyarlama talepli olarak açılan davalarda ihtiyati...
Davacı her ne kadar el atmanın önlenmesini talep etmiş ise de hali hazırda mevcut fiili bir el atmanın bulunmadığı el atma tehlikesi nedeniyle davacının esasen murazaanın giderilmesini talep ettiği, iddiada bulunmanın taraflara hukuki nitelendirmenin hakime ait bulunduğu, kaldı ki asıl talep ve sorunun kiracılığın tespitine ilişkin olduğu gözetildiğinde, Taraflar arasındaki ihtilafın kira sözleşmesinden kaynaklandığı; 5235 Sayılı Kanun'un 35.maddesi gereğince Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin yürürlükteki hukuk daireleri iş bölümü kararına göre 4. Hukuk Dairesi'nin sorumlu olduğu davaların düzenlendiği bir nolu bentte; "Tarafların sıfatına bakılmaksızın, kira ilişkisinden kaynaklanan davalar (kira tespiti ve uyarlama dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararların 4. Hukuk Dairesi tarafından inceleneceği belirtildiğinden, dosyanın aidiyet kararı ile görevli olan 4. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesi gerektiği yapılan inceleme neticesinde anlaşılmıştır....
Tarafların sıfatına bakılmaksızın, kira ilişkisinden kaynaklanan davalar (kira tespiti ve uyarlama dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü Kararı’na göre Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin görev alanında kalmaktadır.Bu nedenle, istinaf talebinin incelemesinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle, Davacı vekilinin istinaf talebinin incelemesinin Dairemizin görev alanında kalmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, istinaf incelemesi yapılabilmeci amacı ile dosyanın Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu dava öncesinde kira sözleşmesinin feshi için dava açmasına karşılık bu davadan vazgeçip uyarlama istemli dava açtığını, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, öte yandan Cumhurbaşkanı Kararları ve buna dair çıkartılan genelgeler uyarınca alınan belediye meclis kararlarına istinaden davalıdan tahsili gereken kiraların bir kısmının alınmadığını, bir kısmının da eksik alındığını, bu haliyle uyarlama koşullarının somut olayda gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....