Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/642 Esas KARAR NO: 2021/896 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 02/12/2020 KARAR TARİHİ: 14/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ---- bulunan ----- kiralanmasına aracılık ettiğini, davalının müvekkilinden aldığı hizmet sonucu taşınmazları ----- başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını, kira sözleşmesinin davalı lehine tapuya şerh düşüldüğünü, davalının müvekkilinden aldığı hizmete karşılık bir aylık kira bedeli tutarı ------- müvekkiline ödenmesi hususunda anlaşıldığını, müvekkilinin alacağına ilişkin olarak ----- tarihli faturaları düzenleyecek davalıdan alacak talebinde bulunulduğunu, davalının ---- tutarlı fatura bedelinin itirazsız olarak ödediğini, ancak ---- tutarlı fatura bedelini ödemekten imtina ettiğini, müvekkilinin anılan faturayı ----numaralı...

    Davacı üçüncü kişi, şirketlerine ait olan taşınmaz üzerinde bulunan fabrika binasını borçlu şirkete 2007 yılında kiraladıklarını ve 2012 yılında sözleşmeyi yenilediklerini, borçlunun haciz adresini 31.12.2016 tarihli tahliye tutanağı ile tahliye ettiğini, kira sözleşmesinin eki ve tapuda teferruat olarak kayıtlı olan mahcuzların tahliye ile birlikte taraflarına iade edildiğini iddia etmiştir....

      Mahkemece, davacının satıştan haberdar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.“ Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da“ eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu“ değil “açıklayıcı“ şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı,dava dışı üvey annesi ... ile Noterder 12.05.2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını,14 gün sonra ...., ın satış vaadine konu edilen taşınmazları 26.05.2008 tarihinde yine Noterden Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıya sattığını ve tapuya şerh verildiğini,12.05.2008 tarihli garimenkul satış vaadi sözleşmesinin önceki tarihli olduğunu ileri sürerek davalı ile ... arasında yapılan 26.05.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali ile bu sözleşme ile ilgili tapuya verilen şerhin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ,davanın reddini dilemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminata ilişkin asıl dava ve müdahalenin önlenmesi ile çekişmenin giderilmesine ilişkin birleşen davanın yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ... Petrol Ür. ...Yağ.Sat.Paz.Tic.Ltd.Şti. 'ne karşı 06.04.2012 tarihinde açtığı asıl davada; Tapuda ... İli, ... İlçesi,... İmar Köyü,296 ada,12 parsel de kayıtlı bulunan taşınmaz ile ilgili olarak, taşınmazın maliki davalı tarafından lehine 5 yıl süreli kira hakkı tesis edilmiş olup işbu kira hakkının, 12.09.2011 tarihinde tapu siciline tescil edildiğini, kira hakkı ile elde edilen kullanım, yararlanma ve tasarruf etme haklarına istinaden imzalanan 18.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile davalı ......

            Noterliğinin 28.08.2015 tarihli ihtarı ile kira sözleşmesini 19.09.2015 tarihi itibariyle sona erdiğini bildirdiğini, kira sözleşmesinin birinci dönemi 5, ikinci dönemi 4 olmak üzere toplam 9 yıl süreli olarak düzenlendiğini, kira sözleşmesinin 7. maddesi gereğince davacının, kira dönemi sonuna kadar işlememiş süre olarak kabul edilecek dönem tekabül eden 866.712-TL kira bedelini faiziyle birlikte ve ...'...

              Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "Emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "Belirli olan" bir işlem için verilebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte, Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır....

                Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 25.05.2018 tarih ve 2015/1143-2018/599 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 20.12.2006 tarihinde 18 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin davalıya ait taşınmaza ilişkin olduğunu, kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, davalının bu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda aralarındaki sözleşmeye istinaden davacının bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasındaki dikey ilişkinin davalı tarafından 20.01.2012 günlü ihtarname ile sonlandırıldığını, bu tarihten sonraki süreler için bayilik sözleşmesi ve ilintili sözleşmelerin geçersiz...

                  Hukuk Dairesi aynı sözleşme ile ilgili olarak benzer davada 20.2.2012 tarih 2011/22373 Esas 2012/3985 karar nolu ilamı ile sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olmayıp tapuya şerh edilen kira sözleşmesi olduğunu kabul etmiştir. Bu durumda uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi 6....

                    Tapu Kanununun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh beş yıl için geçerli olup beş yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Açıklananlar ışığında somut olaya gelince; davacıların dayandığı 05.08.1991 tarihinde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi noterde usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup geçerlidir. Anılan sözleşme 08.08.1991 tarihinde tapuya şerh edilmiş olup, davalının mülkiyeti edindiği tarih itibariyle tapuda kayıtlıdır. Mahkemece sözleşmenin tapuya şerh edildiği 08.08.1991 tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçtiği, bu nedenle şerhin bağlayıcılığının bulunmadığı, dolayısıyla sözleşmeden doğan şahsi hakkın davalıya ileri sürülemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu