Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü kişi, taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu, hacizden (ya da ipotekten) önce yapılmış resmi bir belge ile örneğin; kiracı olduğunu hacizden (ya da ipotekten) önce tapuya şerh verilmiş bir kira sözleşmesi ya da hacizden (ya da ipotekten) önce noterde düzenlenmiş veya onaylanmış bir kira sözleşmesi ile ispat ederse, icra mahkemesi, tahliye emrinin iptaline karar verir.(Hukuk Genel Kurulu'nun 23.05.2007 tarih ve 2007/12­297 esas, 2007/287 karar sayılı kararı). Davaya konu tahliyesi istenilen taşınmazın 06/06/2017 tarihli ihale ile alacağa mahsuben davalı alacaklıya satışının yapıldığı, davacı tarafından tahliye emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu iddia edilerek kira sözleşmesi ibraz edilmiş ise de, kira sözleşmesinin adi yazılı nitelikte olduğu, taşınmaz üzerindeki ipoteğin 08/02/2010 tarihinde tesis edildiği, dayanılan kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ise 20/02/2010 olduğu anlaşılmıştır....

na kiraladığını, taraflarca kira akdine konu olan taşınmazın mermer ocağı yolu olarak kullanılması üzerinde anlaşıldığını ve sözleşmenin tapuya şerh edildiğini, murisin ölümünden sonra taşınmaz kendisine intikal eden mirasçı ...'ın taşınmazı ve kira ilişkisini araştırdığında, kiracı ...'nun kira akdine aykırı davrandığını gördüğünü, taşınmazın mermer ocağı yolu olarak kiraya verildiği halde, üzerine bina inşa edildiğini, tarlanın oyularak tahrip edildiğini, tarlaya büyük kaya bloklarını yığıldığını, sözleşmeye göre kira sona erdiğinde ne şekilde teslim alındıysa o şekilde teslim edilmesi gerekmekte iken eski haline getirilmesinin neredeyse imkansız olduğunu, ayrıca kiralananın 3.bir şahsa alt kiraya verilmesinin yasaklandığı halde muvafakat olmadan diğer davalı ...'...

    buna engel olduğu için şerh verilemediğini, tapuda devir için belirlenen tarihte davalı tarafın gelmemesi sebebiyle satış işleminin yapılamaması üzerine, karşı tarafın borcu olan 9.998,19 TL'nin müvekkili tarafından SGK'ya 15/06/2017 tarihinde ödenerek, sözleşmenin tapuya 16/06/2016 tarihinde şerh edildiğini, şerh esnasında kaldırılması taahhüt edilen hacizlerin kaldırılmadığının tespit edildiğini, satış vaadi ön sözleşmesi ile satış vaadi sözleşmesinde, paranın tapuda devir esnasında ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen, davalının tapuya gelmek yerine ihtarname göndererek paranın banka hesabına yatırılmasını talep ettiğini, davalının ihtarnamesinin müvekkiline ulaşması üzerine karşı ihtar ile satış için hazır olunduğunun ihtaren bildirildiğini, ancak karşı tarafın satışa yanaşmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu 18....

    Davacı kadın, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “Konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır....

      Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır....

        Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

          Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1-) Dava konusu taşınmaza ait mevcut tüm şerh ve beyanları gösterir şekilde takyidatlı tapu kayıt örneğinin; 2-)... 2....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davacının iş yeri kiralamak için davalıyla sözlü anlaşma yaptığını, kira alacağının teminatı olarak olarak davalıya senetler verdiğini, kira sözleşmesinin karşılıklı olarak fesih edildiğini ancak teminat senetlerinin davacıya iade edilmediğini, verilen senetler üzerinde davalı tarafından tahrifat yapılarak icra takipleri başlatıldığını, senetlerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Bu nedenle davanın kabul edilmesi gerektiği için hükmün bozulması düşüncemiz ile sayın çoğunluğun onama kararına katılamıyoruz....

                  UYAP Entegrasyonu