Dava, davalının kira paralarının ödemekte temerrüde düşmesi nedeni ile Nisan 2009 Aralık 2009 ayları kira parasının muacceliyet kesp ettiğinden bu aylara ilişkin kira bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, Nisan 2009 ayı kira bedelinin mevcut olduğu diğer ayların kira alacağının muaccel olmadığıını iki yıl sonunda yeni sözleşme imzalanmadığından kira sözleşmesinin hususi şartlarının yeni dönem için uygulanmayacağını belirtilerek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile aralarında 01.01.2000 başlangıç tarihli 45 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının şahsına ve ailesine karşı kötü söz ve davranışlarda bulunduğunu, kiralanan alan dışında kalan kısımlara taşkınlık yaparak topladığı hurdalar sebebiyle çevre kirliliği yarattığını, koku ve gürültü nedeniyle eşinin ve kendisinin sağlığının bozulduğunu belirterek kira sözleşmesinin devamının çekilmez hal alması nedeniyle sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, kararın gerekçe kısmında 1136 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 59. maddesinin 6. fıkrası kapsamına göre kira sözleşmesinin mutlak butlan ile batıl olduğu belirtilmesine rağmen, “kira sözleşmesinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine ve müdahalenin menine” hükmedilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi,yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK.nun 438/7 nci maddesi uyarınca hükmün,aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü' nün 2009/21746 E. sayılı dosyasından icra takibine koyduğunu, yangın nedeni ile alınacak sigorta bedelinden kira bedellerinin mahsubunun yasal bir zorunluluk olması ve muaccelliyet şartının oluşmaması nedeni ile takibe konan senetlerin bedelsiz olduğunu beyanla, müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, takibe konu 32 adet bononun iptaline ve %40' dan aşağı olmamak üzere davacılar lehine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacılar vekilinin iddialarının aksine finansal kiralama sözleşmesinin yangından çok önce, 07.10.2008 tarihinde feshedildiğini, buna rağmen davalı tarafça kiralama konusu makinelerin iade edilmediğini, sözleşmenin feshinin tespiti ve malların iadesinin İstanbul 2....
-K A R A R- Asıl dava, davacı kiracı ile davalı kiralayanlar arasındaki 05.02.2008 tarihli kira sözleşmesi nedeni ile davalılara ödenen 153.120 Euro depozito bedelinin mecurun davacıya sözleşmede belirtilen süre içinde teslim edilmemesi nedeni ile davalılardan tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile tazminat istemine ilişkin olup, davalıların açtığı birleşen dava ise; davalı-kiracının kira sözleşmesi hükümlerine uymaması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Kira sözleşmesinde teslim yükümlülüğünün yerine getirileceği tarih belirlenmiş olup, ayrıca 11.madde gereği bir yıllık kira bedeli karşılığı 153.210,00 Euro’nunda depozito olarak davalı kiralayanlara ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık sözleşme ile üstlenilen teslim borcunun yerine getirilip getirilmediği bir başka anlatımla davacı kiracının akti fesihte haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve talebin iptali istemine ilişkin davada ... 1. Sulh Hukuk ve 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin iptali ile birlikte açılan menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.nın 8/II-1. maddesine göre kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları sulh hukuk mahkemesi görevi kapsamındadır. Somut olayda; taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla, değerine bakmaksızın uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davanın 6.000.00.- YTL. değer gösterilerek 10.03.2005 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, davalılar arasında düzenlenen kira sözleşmesinden dolayı davalıların ortak muristen kalan yer için hak sahipliğinin tesbiti ile birlikte kira bedelinin istendiği, ayrıca kira sözleşmesinin feshinin de talep edildiği, sözleşmenin usule uygun olmadığından feshi isteminin değere göre genel hükümlere tabi olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın yalnızca H.Y.U.Y.'nın 8. maddesinde yazılı kira sözleşmesine dayalı akdin feshi olarak yorumlanamayacağı anlaşılmakla, dava tarihi ve değerine göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında düzenlenen 19/04/2012 tarihli kira sözleşmesi ile davalılara ait taşınmazın 10 yıl 11 günlüğüne kiralandığını, sözleşme ile alt kira sözleşmesi yapma hakkı tanındığını, kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra tadilatlara başlanıldığını, yine alt kiralama yetkisini kullanarak 20/04/2012 tarihinde taşınmazın 3. ve 4. katlarının 01/05/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi kiralandığını, ancak davalılar tarafından 26/04/2012 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesinin haksız ve kötü niyetli olarak feshedildiğini, kiralanana 47.667 TL masraf yapıldığını, alt kiracıya ulaşmak amacıyla 6.000 TL komisyon bedeli ödediğini, davalıların yaptığı masraflar için 20.000 TL ödediklerini belirterek 44.167.95 TL masraftan davalılar tarafından ödenen 20.000 TL'nin mahsubu ile 24.167.95 TL' nin sözleşmenin feshinin bildirim tarihi olan 26/04/2012 den itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir....
Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli ve 2015/3006 E., 2015/5316 K. sayılı ilamıyla; kira sözleşmesinin feshinin davacı kiracı yönünden haklı gerekçeye dayandığı, davacının taleplerinin sözleşmenin haklı nedenle feshi hükümlerine göre değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, karşı dava yönünden ise, kiracı kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiğine göre ancak tahliye tarihine kadar kira bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur. B.Direnme Kararı Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kira sözleşmesini haksız yere feshettiği gerekçesiyle, 23.09.2014 tarihli kararında direnilmesine, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 34.000,00 TL kira bedelinin her bir kira bedeline ait olduğu dönemden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
HUMK'nun 8.maddesinde değer ve miktar gözetilmeksizin Sulh Mahkemesince; kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut (kira) tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşılık açılan davalar yargılama konusu edilebilir. Somut olayda uyuşmazlık, kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile bu doğrultuda sözleşmenin iptali istemine ilişkindir. Buna göre görevli mahkemenin değere göre belirlenmesi gerekir. İptale konu kira sözleşmesinde değer gösterilmemiştir. Böylece değeri belirsiz olan sözleşmenin iptalinde genel görevli Asliye Mahkemesinin davaya bakabileceği gözetilmeden uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....