Her ne kadar davacı vekili tarafından eski hale getirme talebini içeren dilekçeye bir hekim raporu eklenmişse de iş bu raporun şekli ve içeriği, vekilin HUMK.nun 167/1.maddesinde belirtildiği gibi temyizle ilgili işlem yapmaktan aciz bulunduğunu tespit eder nitelikte görülmemiştir. Kaldı ki, temyiz istemi asil tarafından da yapılabileceği gibi başka bir vekile vekaletname verilmesi suretiyle işlemin süresinde gerçekleştirilmesi mümkündür.Bu itibarla davacı vekilinin yerinde görülmeyen eski hale getirme talebinin ve buna bağlı olarak süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin eski hale getirme talebinin ve süresinde yapılmayan temyiz isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şöyle ki; 1)El atmanın önlenmesi ve eski hale getirme birlikte talep edildiği gözetilerek; arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmek suretiyle yer bedeli belirlendikten sonra, taşınmazın eski hale getirme bedeli, yer bedelinden fazla ise yer bedeline hükmedilmesi ve taşınmazın el atılan bölümünün davalı idare adına tesciline karar verilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesine ve taşınmazın eski hale getirilmesine hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2)Dava dilekçesinde eski hale getirme ile birlikte zararın karşılığı da istendiği ve bu zararın ağaç bedellerine ilişkin olduğu davacıya açıklattırılmadan ecrimisil bedeline hükmedilmesi, Kabule göre de; 3)Taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilirken eski hale getirme bedeli kararda gösterilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme ile eski hale getirme bedeli ve dava konusu taşınmazda yoksun kalınan kar ve kira bedeli talep edilmiş, mahkemece eski hale getirme ve eski hale getirme bedelinin davacılara ödenmesi ile ilgili talebine ilişkin davanın bu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, müdahalenin önlenmesi talebinin ise kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Dava konusu 376 parsel sayılı taşınmaza yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el konulduğu anlaşılmıştır....
Ceza Dairesince gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 05.10.2017 gün ve 2017/2031 Esas, 2017/1710 sayılı Kararın sanık müdafiine tebliğinin ardından süresinde temyiz yoluna başvurulmaması üzerine kesinleştirilerek infaza verilen hükümlerle ilgili olarak sanık tarafından verilen 19.04.2018 tarihli eski hale getirme istemli temyiz dilekçesiyle ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden ilk derece mahkemesince vaki temyiz isteminin reddine dair verilen 10.05.2018 günlü Ek kararın tebliğ edildiği sanık tarafından anılan ek kararla ilgili 17.05.2018 tarihli temyiz dilekçesi verildiğinin tüm dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, söz konusu Ek kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğu nazara alınarak 19.04.2018 günlü eski hale getirme istemli temyiz dilekçesiyle ilgili gerekli değerlendirmenin yapılması için esası incelenmeyen dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20....
ın da verdiği 16.11.2017 tarihli eski hale getirme istemli temyiz dilekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükmü temyiz ettiği halde 08.12.2017 tarihli, 2017/61376 sayılı tebliğnamede sadece Avukat ...'ın ek karara ilişkin temyizine dair görüş belirtilip Avukat ...’ın eski hale getirme istemli temyiziyle ilgili görüş bildirilmediği anlaşıldığından, anılan hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra Dairemize iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesinin 29.09.2015 tarihli ve 2014/552 Esas, 2015/671 Karar sayılı kararının sanık tarafından eski hale getirme talebi ve temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilip 12.10.2015 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 06.02.2017 tarihinde verdiği eski hale getirme istemli temyiz dilekçesinde, hukuken geçerli mazeret bildirmediği, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, sanığın süresinde olmayan temyiz isteğinin ve yerinde görülmeyen eski hali getirme talebinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık ...’un müdafii tarafından verilen eski hale getirme, temyiz ve infazın durdurulmasına ilişkin dilekçelerde, kararın usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle sanığın temyiz hakkını kullanamadığının belirtildiği, temyiz dilekçesi ve eski hale getirme istemli dilekçelerin birlikte verilmesi halinde, 5271 sayılı CMK'nın 42/1. maddesi uyarınca karar verme yetkisinin Yargıtay'ın ilgili dairesine ait olduğu anlaşılıp, sanık ...’un yokluğunda verilen 23/03/2015 tarihli gerekçeli kararın 08.10.2015 tarihinde Mersin Açık cezaevinde bulunan sanığa 5271 sayılı CMK'nın 35/3. maddesine uygun şekilde okunup anlatıldığına dair tebligat evraklarında kayıt bulunmadığında anlaşılmakla, eski hale getirme talebinin kabulü ile mahkemenin 21.12.2015 tarih, 2012/76 Esas 2015/255 K. sayılı infazın durduruması yönünden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Irza geçme HÜKÜM : Mahkumiyet, uyarlama yapılmasına yer olmadığına İlk derece mahkemesince uyarlama yapılmasına yer olmadığına dair verilen 08.07.2005 günlü ek karar eski hale getirme istemli temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Yokluğunda uyarlama yapılmasına yer olmadığına dair mahkemece verilen 08.07.2005 tarihli ek karar ile tebliğine dair eski hale getirme talebinde belirtilen hususlar dosya içeriğine göre yerinde görülmediğinden reddiyle, yapılan değerlendirmede mahkemece hükümlünün yokluğunda verilip, usulüne uygun şekilde tebliğ edilen ek kararı sonradan vekaletnameyle yetkili kılınan müdafinin 1412 sayılı CMUK’nın 310/1. maddesinde düzenlenip tebliğden işlemeye başlayan bir haftalık kanuni süresinden sonra sunduğu 18.11.2015 günlü dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı...
Ceza Dairesinin 14.07.2023 tarihli kararında, sanık müdafiinin eski hale getirme istemli istinaf dilekçesinin 5271 sayılı CMK.nun 273/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonra verildiği kabul edilerek, eski hale getirme talebi ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmakla; aynı Kanun'un 279/1-b maddesi uyarınca kararın itiraz kanun yoluna tabi olduğu ve temyizinin mümkün olmadığı, dosya içeriğinden, itiraz mercii olan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 20.09.2023 tarihli ve 2023/115 D.İş sayılı kararıyla sanık müdafiinin itirazının incelenerek kesin olarak reddine karar verildiği belirlenmekle, yapılacak bir işlem bulunmadığından dosyanın incelenmeksizin mahalline istem gibi İADESİNE, 07.05.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı vekili temyiz dilekçesinde eski hale getirme talebinde bulunmuş ve dilekçesine doktor raporu eklemiştir. HUMK.nun 170. maddesi uyarınca temyiz aşamasında ileri sürülen eski hale getirme talepleri Yargıtay’ca incelenir. Her ne kadar davacı vekili tarafından eski hale getirme talebini içeren dilekçeye bir hekim raporu eklenmişse de iş bu raporun şekli ve içeriği, vekilin HUMK.nun 167/1. maddesinde belirtildiği gibi temyizle ilgili işlem yapmaktan aciz bulunduğunu tespit eder nitelikle görülmemiştir. Kaldı ki temyiz istemi asil tarafından da yapılabileceği gibi başka bir vekile vekaletname verilmesi suretiyle işlemin süresinde gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu itibarla davacı vekilinin yerinde görülmeyen eski hale getirme talebinin ve buna bağlı olarak süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir....