Davalı; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, örf adetleri gereği davacının tüm ziynet eşyalarını üzerinde taşıdığını, evden ayrılırken de tüm ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, 7 adet 22 ayar cumhuriyet altını, 1 adet 22 ayar 90'lık (2,5'luk) altın, 1 adet 5 gram 14 ayar altın çerçevesi, 1 adet 4 gram 14 ayar küpe, 4 adet 13 gram 14 ayar yüzük, 1 adet 8 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 11 gram 14 ayar bileklik, 5 adet 22 ayar çeyrek altın, 1 adet 14 gram 7 ayar bileklik çerçevesinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde 24/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen toplam 10.436,00 TL bedelin nakden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kişisel eşya niteliğinde olan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının kendisine haksız eylem ve sözlerde bulunduğunu, kendisini evden kovduğunu, ziynet ve çeyiz eşyalarını vermediğini belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmazsa bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı; davacının müşterek haneden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, çeyiz ve ev eşyalarını ise 14.01.2014’te jandarma marifetiyle teslim aldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça düğünde takılan altınların hem ayarı hem de gramajı fahiş gösterildiğini, davacı tarafın iddia edildiği şekilde kendisine ziynet eşyasının takılmadığını, müvekkilinin ziynet eşyalarını alıp kullandığı yönündeki iddianın gerçeğe aykırı olduğunu, davacının müşterek konuttan kovulmadığını evi terk ettiğini, anlaşmalı olarak ayrıldıkları boşanma dava dosyası içerisinde yer alan protokolde kişisel eşyası bulunmadığını beyan ettiğini, boşanma kesinleştikten sonra ziynet talebinde bulunması TMK 166/3 maddesi ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; " Açılan dava; boşanma sonrasında talep edilen ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Genel kaide düğünde takılan ziynet eşyalarının kadının olduğu ve kadın tarafından muhafaza edildiğidir. Aksinin iddiası ise ispata tabidir....
Uyuşmazlık, kişisel eşyalarla ziynet alacağına ilişkindir.Mahkemece ziynet alacağı reddedilmiş, kişisel eşya alacağı kabul edilmiş hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin hüküm altına alınan kişisel eşya istemine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dilekçesinde belirttiği çeyiz senedine bağlanan 21 kalem çeyiz eşyasının davalı tarafta kaldığını savunarak aynen ya da bedelinin yarısının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise çeyiz eşyalarının bir kısmının satıldığını bir kısmının ise tarafların ayrılmadan önceki müşterek konutlarında bulunduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece çeyiz eşyalarının aynen olmadığı takdirde bilirkişice tespit edilen bedellerinin yarısının tahsiline karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/3090 KARAR NO : 2022/2489 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DİNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/07/2022 NUMARASI : 2021/44 ESAS 2022/331 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların düğününde müvekkiline takılan altınların davalı tarafından harcandığını belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 20.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Davacının talebi, örf ve adetlere göre düğünde takılan takıların ailesi ve yakınları tarafından davalının kendisiyle evlenmesi nedeniyle takıldığını, takılan takıların kendisine yapılmış bağış niteliğinde olduğunu, bu altınların kişisel malı olduğu ve davalılar tarafından alınıp kendisine tekrar verilmediği iddiasına dayanılarak bu altınların aynen veya bedelinin iadesine yöneliktir. Her nekadar bozma ilamında davacının, ziynet eşyalarının iadesine ilişkin isteği, bağışlamanın geri alınması (bağıştan rücu) niteliğinde değerlendirilmiş ise de davacının talebinin örf ve adet gereği düğünde takılan altınların kendisine takıldığı, kişisel malı olduğu iddiasına dayandığı hususu zuhulen yanlış değerlendirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı erkeğin kişisel malı olduğu iddiasına dayalı ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....
İspat yükü kendisine düşen ve davasını dayandığı delillerle kanıtlayamayan kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen kararın isabetli olmadığı anlaşılmış olup, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç itibariyle; davalı - karşı davacı erkeğin kusur belirlemesine, davacı - karşı davalı kadının ziynet eşyasının iadesi davasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine, davalı - karşı davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyasının aynen iadesi veya bedelinin ödenmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyasının aynen iadesi veya bedelinin ödenmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
müşterek eve gittiğinde ziynet eşyalarını bulamadığını,davalıdan ziynetlerin tarafına iadesini istemesine rağmen bu konuda herhangi bir yanıt alamadığını ileri sürerek; kendisine ait olan tahminen 125 gram ziynet eşyasının tarafına iadesi ve teslimine,olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanmasıdır. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, ya da evde kaldığını kadının ispatlaması gerekir....