"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, ziynet eşyasının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 20/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Dava, ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 21/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Diğer taraftan, ziynet eşyası; rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Buna göre davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını veya götürülmesine engel olunduğunu, ispat yükü altındadır. Somut olayda; dinlenilen davacı tanıkları, davacıya ait ziynet eşyalarının, davalının babasının emeklilik işlemleri için bozdurulduğu hususunu davacıdan duyduklarını, davalı tanıkları ise, davacının müşterek evdan annesi ve amcası ile birlikte ayrıldığını beyan etmişlerdir. Bu tanık anlatımlarından, davacı kadına ait olan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu kabul etmek mümkün değildir....
Davacı kadın ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalının zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir....
, ona iadesinin gerektiğini, karşı tarafın müvekkiline ait ziynet eşyalarını ve müvekkilinin üzerine Ziraat Bankası Görele şubesinden kredi çekerek iş kurma amacıyla müvekkilinin üzerine dükkan aldığını, eşinin daha sonra müvekkilinin tek güvencesi olan ziynet eşyaları ile birlikte üzerine almış olduğu dükkanı abisinin üzerine devrettiğini, ancak eşinin müvekkiline ait olan ziynet eşyalarını, kanuna göre kişisel mallar olarak sayılan ziynet eşyalarını geri bile vermediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00....
Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların elinden zorla alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını kadının ispatlaması gerekir.Somut olayda; davacı kadın, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından elinden alındığını, geri iade edilmediğini ve bunların davalı tarafta kaldığını iddia etmiş, davalı ise; ziynetleri davacıdan almadığını, bunların davacının tasarrufunda bulunduğunu savunmuştur. Bu nedenle davada ispat yükünün davacı üzerinde olduğunun kabulü gerekir....
Yargılama aşamasında dinlenilen diğer tanıklar ise davacıya düğünde bir takım ziynet eşyalarının takıldığını, davacının bu ziynet eşyalarını müşterek evden ayrılırken yanında götürdüğünü bildirmişlerdir. Bu durumda, mahkemece; öncelikle davalı tarafça delil olarak dayanılan tarafların boşanmalarına ilişkin dava dosyası ile yine davacı tarafından davalılar aleyhine kişisel eşyanın iadesi istemi ile daha önce açıldığı bildirilen dava dosyalarının getirtilmesi, sonrasında ise çeyiz senedinde yazılı olan ziynet eşyalarının ne kadarının düğün sırasında davacıya takıldığı hususunun açıklığa kavuşturulması için her iki tarafın açıklamasına başvurulması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre, düğünde takıldığı belirlenen ziynet eşyalarının değerinin, senette yer alan ziynet eşyalarının değerinden mahsup edilip edilmeyeceği hususunda bir değerlendirme yapılmak suretiyle hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması da doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davacının ziynet eşyalarının iadesi, olmadığı taktirde bedelinin iadesi talebinin reddine; çeyiz eşyaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü : Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili boşanma davasında karşı dava olarak açtığı daha sonra boşanma davasından tefrik edilen ziynet ve çeyiz eşya istemli davada, davalının kusurlu eylemleri nedeniyle birlikteliğinin çekilmez hal aldığını, bu yüzden şahsının davalı tarafından baba evine bırakıldığını, çeyiz eşyalarının davalı da kaldığını ayrıca, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurulduğundan bahisle sözkonusu çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, İstinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde ve evlilik süresince, cinsi ve miktarı taraflarınca yerel mahkemeye bildirilen ziynet eşyasının hediye edildiğini, davalının ise müvekkilin ziynet eşyalarını geri vermek şartıyla alıp harcadığını, ancak geri vermediğini, davalının yargılama aşamasında beyanlarında, hem müvekkilinin elinde çok az ziynet eşyası bulunduğunu iddia ettiğini, hem de müvekkilin bu ziynet eşyalarını bozdurarak aşırı harcama yaptığını iddia ettiğini, davalı hem müvekkilinin ziynet eşyasının olmadığını söyleyip, hem de Yargıtay görüşünden bahsederek ziynet eşyalarının davacı müvekkilimin yedinde olduğunu iddia ettiğini, davalının bu iddiasının da yine kendi içinde çelişki barındırdığını, davalının, müvekkilinin ziynet eşyalarının var olabileceğini ancak kendisinin bu durumdan haberinin olmadığını da söylediğini, davalının bu söyleminin hayatın...