Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Eşya ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ile "eşya ve ziynet alacağı" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı koca tarafından; tedbir nafakası, eşya bedeli, kadına verilen vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi ve ziynet talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davacının düğünde takılan para, altın ve ziynet eşyalarının tamamının davalı tarafından elinden zorla alınarak bir takım borçlara ve araç alınımında kullanıldığını iddia ederek para, altın ve ziynet eşyalarının iadesinin talep edildiğini, düğünden sonra davalının eşya borçlarını kredi çekerek maaşı ve ailesinin desteğiyle ödemeyi gerçekleştirdiğini, davalının evlenmeden araç sahibi olduğunu, davalının mevsimlik işçi olup, araç alıp sattığını, aksine davacının evlenmeden önceki yaptığı kişisel borçlarını ödediğini, davacının banka hesabına eft yaptığını, evlendikten sonra davacının para, altın ve ziynet eşyalarına dokunulmadığını, davacının davasının sübut bulmadığını, haksız davanın reddinin gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı kadının katılma alacağına yönelik açık talebi olmadığı, talebin katkı payı, ziynet ve çeyiz eşya alacağı olduğu, Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin ağaçlar ve ev eşyası yönünden katılma alacağı ilişkin talep olmamasına rağmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; Mahkemece takdir edilen katkı payı oranının hak ve nesafet kurallarına uygun belirlendiği, katkı payı alacağına ziynetlerin dava tarihindeki değerinin eklenmesinin hatalı olduğu; davacı-davalı kadının ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelini istediği, öyleyle ziynet eşyalarının kabul edilmesi halinde ev eşyaları yönünden hüküm kurulamayacağı, davacı-davalı kadının ev eşyalarının ziynet eşyalarıyla alındığını kabul ettiği, ev eşyalarının evlilik sırasında getirildiğine yönelik bir iddia da olmadığı, ziynet eşyalarının varlığı ve davalı-davacı erkeğin ziynet eşyalarını aldığı bir...

      "İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki ziynet eşya ve nafaka davasına dair Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesinden verilen 13.03.2014 günlü ve 2012/576 E.- 2014/292 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 02.04.2015 günlü ve 2014/11349 E.- 2015/5525 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; ziynet eşyalarının aynen, olmadığında 15.000 TL bedelinin davalıdan tahsilini, ayrıca 5.000 TL eşya bedeli ile yoksulluk nafakasının artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; davacının bir kısım altınları bozdurup harcadığını, bir kısmını da yanında götürdüğünü beyan etmiştir....

        Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

          Davalı,davacıya düğünde iddia edildiği kadar ziynet eşyası ve para takılmadığını,yine ziynetlerin düğün sonrası kendisi tarafından davacıdan alınarak bozdurulduğu yönündeki iddianın da asılsız olduğunu,nitekim mahkemeye sunulan .... kayıtlarında davacının bu davayı ailesinin zorlaması nedeniyle açtığını ve annesinin boşandığı zaman ziynet eşyalarını ikinci kez kendisinden alabileceği şeklindeki beyan ve zorlamaları nedeniyle ziynet talebini de boşanma davasına eklediğini savunarak,davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kabulü ile;16.645,00 TL ziynet eşya bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ziynet alacağı istemlidir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır....

            Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Dava konusu edilen ziynet eşyalarının bir kısmının davalı tarafından evlilik birliği içerisinde evlilk birliğinin ihtiyaçları için bozdurulduğu kabul edilerek bunlara ilişkin talep kabul edilmiştir. Evlilik birliği içerisinde davalı tarafından müşterek gderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle ddavacıdü bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür....

              Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....

                Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden dava konusu edilen ve hüküm altına alınan ziynet eşyalarının müşterek evin ihtiyaçları için taraflarca birlikte bozdurulduğu anlaşılmıştır. Evlilik birliği içerisinde davalı tarafından müşterek giderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davacı-davalının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı-davalıda bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı-davalı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür....

                  Açıklanan sebeplerle, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kadının ziynet alacağı ve erkeğin eşya alacağı talebi yönünden HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksiklikler giderilmek üzere yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu