Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama usullerine dair Kanunun 4.maddesinde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395 md.) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı ve geçici 1. maddesi ile de daha önce açılan davalarında Aile Mahkemelerine devri gerektiği hükme bağlanmıştır....

    Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında davacı kadının ziynet eşyası talep edemeyeceğini, TMK 2.madde gereğince davanın dinlenmemesi gerektiğini, ziynet eşyalarınını bozdurulduğu, bankaya yatırıldığı iddia edilmiş ise de bankaya toplu bir para yatırılmadığını, parça parça yatırıldığını, banka hesabındaki paranın ziynet eşyasının karşılığı olup olmadığının belli olmadığını, tanık beyanlarına itibar edilmeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kişisel eşya olan ziynet eşyasından kaynaklı alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince karar verilirken davanın tam ya da kısmi kabul edildiği belirtilmeksizin ıslahla talep edilen 40.978,00 TL üzerinden karar verilmiştir. Karara karşı sadece davalı tarafça kabule yönelik istinaf talebinde bulunulmuştur....

    Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....

      Düğünde takılan ziynet eşyaları kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı kadın evlilik birliği içerisinde malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacı kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez....

        Bu durumda mahkemece yapılacak iş ise, taraf tanıklarından eşler arasında ziynet eşyalarına yönelik bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmeye çalışılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, kadına özgü olan ziynet eşyalarının kişisel mal olmadığının davalı koca tarafından, kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının ise kadının kişisel malı olduğunun davacı tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlanması halinde sonucuna göre, aksi halde kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının eşlerin paylı mülkiyetinde kabul edilerek karar verilmesi olmalıdır. Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise her iki boşanma davası, ziynet, takı, para ve çeyiz eşya alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin her iki boşanma davasına ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden davacı tarafından aynen iade talebi de bulunduğu halde mahkemece bu husus tartışılmaksızın bedele hükmedilmesi doğru olmadığı gibi bu bedele nasıl ulaşıldığı, hangi eşyaların karşılığı olduğu Yargıtay...

            Hükmün ikinci bendinde ise, bir kısım ziynet ve eşya yönünden davanın kabulü ile belirtilen ziynet ve eşyaların davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmesine rağmen, bilezikten ibaret ziynet eşyasının ayırıcı niteliği ile ayar ve gramının açıklanmadığı, bu durumun hükmün infazında tereddüte yol açacak mahiyette olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, davalı tarafça istinaf aşamasında sunulan ancak karar tarihinden önce düzenlendiği anlaşılan protokol içeriğinin mahkemece değerlendiril mediği, tarafların bu hususta beyanlarının alınmadığı ve protokol arkasındaki şerhin açıklattırılmadığı anlaşılmıştır....

            Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....

              Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220.maddesinde kişisel mallar sayılmıştır. Kanun gereğince kişisel malların birincisi eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, ikincisi mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, üçüncüsü manevi tazminat alacakları, dördüncüsü ise kişisel mallar yerine geçen değerlerdir....

              Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Mahkemenin kabulüne göre dava konusu edilen ziynet eşyaları ailenin ortak giderleri için bozdurulup parası harcanmıştır. Ailenin ortak giderleri için bozdurulan ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacıda bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacıya aittir....

                UYAP Entegrasyonu