"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi davasına dair ... 1. Aile Mahkemesinden verilen 14/12/2015 günlü ve 2014/1407 E. - 2015/1752 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 06.12.2017 günlü ve 2016/6995 E. - 2017/17096 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, değerleri tespit edilen ziynetlerin ve nakit para 6,000 TL olmak üzere toplam 63,352 TL ziynet bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kişisel eşya bedeli hakkındaki talebinin kısmen kabulü ile 3.360,00 TL kişisel eşya bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının düğünde takılan ziynetlerin bazılarını kendisinin rızasını almadan bozdurduğunu, diğer ziynetlerin ortak konutta kaldığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesine olmaz ise bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir . Davalı, kendisinin .....'da yerleşik bulunduğunu, yetkili mahkemenin ..... olduğunu, davacının giderken ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü belirterek, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, esası yönündende davanın reddini istemiştir ....
Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer almakta olan 226.maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi icap eder. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, buna göre uyuşmazlığın ''Aile Hukukuna" ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davanın konusu, Aile Hukukundan kaynaklandığına göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir....
Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Somut olayda; davalı savunmasında ve özellikle temyize cevap dilekçesinde; düğünde kendi ailesi ve akrabaları tarafından takılan 15-20 adet küçük altının bozdurulduğunu beyan etmiştir. Davalının bu beyanı kendisini bağlar....
çeyiz ve kişisel eşyanın da bir kısmının ortak konutta kaldığını belirterek ziynet eşyaların bedeli olan şimdilik 1.000 TL'nin yasal faizi ile tahsilini, ekte sundukları çeyiz ve kişisel eşyanın aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün bulunmaması halinde şimdilik bedeli olan 1.000 TL'nin yasal faiziyle tahsilini istemişken, 18/03/2020 tarihli açıklayıcı beyan dilekçesinde 9 adet 20 gram bilezik, 7 adet çeyrek altın ve 1 adet yarım altın bedeli olan 1.000 TL'nin şimdilik yasal faizi ile tahsilini istemiştir....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi davasına dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 02.06.2016 günlü ve 2015/94 E., 2016/123 K. sayılı hükme karşı davalı tarafın temyiz isteminin reddine ilişkin dairece verilen 29.03.2018 günlü ve 2016/15250 E-2018/3197 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/03/2014 NUMARASI : 2012/576-2014/292 Taraflar arasındaki ziynet ve kişisel eşyanın iadesi davasının ve nafaka artırım davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, nafaka artırım davasının reddine, ziynet ve eşya davasının kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandığını, ziynet ve ev eşyalarının müşterek konutta kaldığını belirterek; düğünde takılan 15 çift bilezik, 10 cumhuriyet altını, 10 yarım altın, 10 çeyrek altın, 1 adet set şeklindeki ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde değeri olan 15.000 TL'nin ve davalıda kalan ev eşyalarının bedeli 5000 TL'nin tahsilini; ayrıca, yoksulluk nafakasının 600 TL'den 1500 TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir....
Ziynet eşyası evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....