Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; boşanma davasına karşı açtığı ve tefrik edilen davada davalının kendisini baba evine bıraktığını, ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını belirterek; ziynet eşyaları bedeli 37.000.00 TL’nin davalıdan tahsiline, çeyiz eşyalarının varlığını muhafaza ettiğinden aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacının 31/12/2012 tarihinde ortak konutu terk ettiğini, cumhuriyet altınlarının bir kısmı emaneten takıldığını, düğün sonrası takan kişiye iade edildiğini, bağış niteliğinde olmadığını, diğer kısmının kendisine takıldığını, kişisel malı olduğunu...

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı kadının katılma alacağına yönelik açık talebi olmadığı, talebin katkı payı, ziynet ve çeyiz eşya alacağı olduğu, Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin ağaçlar ve ev eşyası yönünden katılma alacağı ilişkin talep olmamasına rağmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; Mahkemece takdir edilen katkı payı oranının hak ve nesafet kurallarına uygun belirlendiği, katkı payı alacağına ziynetlerin dava tarihindeki değerinin eklenmesinin hatalı olduğu; davacı-davalı kadının ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelini istediği, öyleyle ziynet eşyalarının kabul edilmesi halinde ev eşyaları yönünden hüküm kurulamayacağı, davacı-davalı kadının ev eşyalarının ziynet eşyalarıyla alındığını kabul ettiği, ev eşyalarının evlilik sırasında getirildiğine yönelik bir iddia da olmadığı, ziynet eşyalarının varlığı ve davalı-davacı erkeğin ziynet eşyalarını aldığı bir...

      Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları aksine bir anlaşma bulunmadıkça ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Buna göre somut olayda; davacı ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını; davalı ise ziynet eşyalarının davacıda olduğunu bildirmiş, mahkemece dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmının duyuma dayalı olduğu belirtilerek davacı tanıkları Edaviye Günaydın ve Fatih Günaydın'ın beyanlarına itibar edilmek sureti ile yazılı karar verilmiştir; ancak davalı tanığı Zekiye Çetin davaya konu ziynet eşyalarının davacıda olduğunu bildirmiştir....

      Mahkemece; davalı ... açısından davanın husumet nedeni ile reddine, diğer davalı ... açısından kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Davalının ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Somut olayda; davacı çeyiz eşyalarının hiç alınmadığı, ziynet eşyalarının ise davalılar tarafından zorla elinden alındığı ve iade edilmediğini beyan ederek, çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş, davalı savunmasında çeyiz eşyalarından alınanların mevcut olduğu, ziynet eşyalarını ise davacının giderken götürdüğünü savunmuştur. Mahkemece, davanın çeyiz senedine dayanması nedeniyle davalı ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 1998 tarihinde evlendiklerini, ..... Sayılı ilamı ile boşandıklarını; müvekkiline ait (düğün esnasında takılan) takıların, müvekkilinin rızası olmadan elinden alınarak bozdurulup harcandığını iddia ederek; sözü edilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığında bedeli olarak (fazlaya ilişkin hak saklı tutularak) 30000 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220.maddesinde kişisel mallar sayılmıştır. Kanun gereğince kişisel malların birincisi eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, ikincisi mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, üçüncüsü manevi tazminat alacakları, dördüncüsü ise kişisel mallar yerine geçen değerlerdir....

          alındığını ve davalılardan T4 adına kaydedildiğini, davacı ve davalı ile davalılardan T5 kök ailesinin hep birlikte oturmakta oldukları kiralık daireden taraftar ve davalı Emrah'ın kök ailesinin bu taşınmaza yerleştiklerini ve davacı ile davalılardan T5 arasında boşanma davası ile sonuçlanan fiili ayrılık gerçekleşinceye dek taraflar bu adreste ikamet ettiklerini, müvekkile ait olan ve iade edilmeyen ziynet eşyalarının davalılar tarafından müvekkile teslim edilmediğini, bu nedenle ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı ve Kişisel Eşyanın İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet talebinin reddi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....

            Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır. Somut olayda, davacı tanıklarından Tahir Kurt mahkeme huzurunda dinlenilmiş, diğer tanıkların dinlenilmesi için mahal mahkemesine yazılan talimatlar adres yetersizliği sebebiyle bila ikmal iade edilmiş ise de, iş bu davanın tefrik edildiği boşanma dava dosyasında anılan tanıkların dinlenildiği anlaşılmıştır....

              Ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK md. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK md. 190, YHGK 04.03.2020 tarih, 2017/ 3- 1040 Esas ve 2020/240 Karar). Aksi halde eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK md. 222/2). Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer....

              UYAP Entegrasyonu