Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2020/648 ESAS, 2022/175 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı ile müvekkilinin 07/11/2006 tarihinde evlendiklerini, tarafların Kayseri 2....
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır....
Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davacı tarafça "ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra davalı tarafından alındığı ve iade edilmediği" iddia edilerek aynen iadesine, mümkün olmazsa bedeline hükmedilmesinin talep edildiği, davalı tarafça ise "ziynet eşyalarının bir kısmının davacının babası tarafından kına masraflarına karşılık alındığı, bir kısmının davacının rızası ile düğün masrafları, giderler ve borçlar için kullanıldığı, kalan kısmının davacıya verildiğinin" iddia edildiği, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu uyarınca flash bellekte tespit edilen ziynet eşyalarının dava tarihi itibariyle değerlerinin tespit edildiği ve taraf tanıklarının dinlendiği anlaşılmıştır. Kural olarak düğün sırasında geline takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
karar verilmesinin doğru olmadığını bu nedenlerle reddedilen para ve bir kısım eşyaya ilişkin kararın kaldırılmasına, bu para ve eşyanın davacıya teslimine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekilinin usulüne uygun tebligat yapılmayan davacı vekiline tebligat yaptırmayacaklarını ve incelemenin duruşmalı yapılmasını istememesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, duruşmasız inceleme yapılarak dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında boşanma davasının derdest olduğunu, davalının davacıya iftira ederek ve şiddet uygulayarak kişisel eşyalarını bile almasına izin vermeden müvekkilini evden kovduğunu, ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, ziynet eşyaları ve altınların aynen iadesi olmadığı takdirde şimdilik 43.800 TL'nin tahsili ile çeyiz eşyalarının bedeli olan 25.150 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı hükmün red edilen kısımları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili hükmün kabul edilen kısımları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ziynet eşyalarının iadesine ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesi ile; 36 çeyrek altın, hediye bilezik, set, yüzük, bileklik şeklinde ki kişisel nitelikteki ziynet eşyalarından çeyrek ve hediyelik bileziğin davacı kadına düğünde takıldığını düğünden sonra erkek tarafından bozdurulduğu, diğer ziynet ve kişisel eşyaların kadın ikametinde ayrılırken erkeğin müşterek konutun kilidini değiştirmesi nedeniyle kadının konuta giremeyerek müşterek konutta kaldığını iddia etmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı hükmün red edilen kısımları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili hükmün kabul edilen kısımları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ziynet eşyalarının iadesine ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesi ile; 36 çeyrek altın, hediye bilezik, set, yüzük, bileklik şeklinde ki kişisel nitelikteki ziynet eşyalarından çeyrek ve hediyelik bileziğin davacı kadına düğünde takıldığını düğünden sonra erkek tarafından bozdurulduğu, diğer ziynet ve kişisel eşyaların kadın ikametinde ayrılırken erkeğin müşterek konutun kilidini değiştirmesi nedeniyle kadının konuta giremeyerek müşterek konutta kaldığını iddia etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 715.20 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedellerinin tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....