Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Günü saat 18.00 arasında babaya verilmesi suretiyle kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; çocukla davalı anne arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine ilişkin karara, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin kaldırılması aksi takdirde kişisel ilişki süresinin azaltılması istemlerine ilişkindir. Davacı erkek vekilinin; vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Davacı baba, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuk ile davalı anne arasında kurulan kişisel ilişki tesisinin kaldırılması, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise kişisel ilişki süresinin yeniden düzenlenmesini istemiştir. Davacı babanın kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebi kabul edilerek karar verilmiştir. Davada kısmen kabul söz konusu değildir....

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kişisel ilişki süresinin az olduğunu, uzman eşliğinde ve belli bir ilçe sınırları içinde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığını belirterek; kararın kaldırılarak talepleri gibi hüküm kurulmasını talep etmiştir. 2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; her hafta kurulan kişisel ilişkinin babanın velâyet görevini yerine getirmesini ve hafta sonları çocuğu ile zaman geçirmesini engellediğini ve davacılarla anneye verilebilecek sürelerle fazla kişisel ilişki tesis edildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....

    Davacı vekili yasal süresinde katılma yoluyla sunduğu 27.07.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; sosyal inceleme raporuna dair itirazlarının dikkate alınmadığını, ortak çocukların uzmana verdikleri beyanlarının uzman tarafından değerlendirilmediğini, bu nedenlerle kişisel ilişkinin kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava; kişisel ilişkinin kaldırılması, aksi halde yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü, davacı tarafından, kişisel ilişkinin kaldırılmasına yönelik talebin reddi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. Kişisel ilişki kamu düzenine ilişkin olduğundan karar tarihinden sonra gelişen olayların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Kişisel ilişki de aslolan çocuğun yüksek yararına, bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmaktır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar ayrıldıktan sonra ortak çocuğun annesi, ablası, anneannesi ve dedesi ile birlikte yaşadığı, babanın yeni bir evlilik yaptığı, bir çocuğu olduğu, davalı birleşen davacı babanın ortak çocukla ilgilenmediği, yeni evliliğinden olan çocuğuyla daha çok ilgilendiği, kişisel ilişki tesisi sırasında çocuğa uygun olmayan ortamlarda bulundurulduğu iddiası ile kişisel ilişkinin kaldırılmasını/azaltılmasını talep etmiş ise de tanık beyanları ile bu iddiasını ispatlayamadığı, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, uzman raporunda kişisel ilişkinin kaldırılmasının uygun olmayacağı, çocuğun baba ile kurduğu ilişkinin hayatında önemli konumda yer aldığı, kurdukları bağın uzun vadede çocuğun psikososyal gelişimini olumlu etkileyeceği, kişisel ilişki sürelerinin kaldırılmasını/azaltılmasını gerektirir bir durumun tespit edilemediğinin belirtildiği, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin...

      Yargıtay bozma ilamında da belirtilen hususlar dikkate alınarak, davacının kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, sınırlandırılmasına yönelik talebin kabulü ile müşterek çocuk ile davalı baba arasında yatılı olmayacak şekilde aşağıdaki gibi kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....

      İstinaf Sebepleri Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesince verilen kesin süreye rağmen gerekli masraf yatırılmadığı için kişisel ilişki konusunda bilirkişi raporuna dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gerektiği, davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin tümüyle hukuka ve kanuna aykırı düştüğünü, ortak çocuğun beyanlarının dikkate alınmadığını, davacının taleplerinin reddine karar verilmesine rağmen yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin müvekkilime yüklenmesinin doğru olmadığını belirterek; kişisel ilişki, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....

        Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde azaltılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, azaltılması talebinin kabulü ile baba ile çocuk arasında kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

          Taraflar ayrı yerde oturdukları ve ulaşım kolaylığı dikkate alındığında, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Kaldı ki, değişen koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Mahkemece, davacı babanın kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulüne karar verilerek, babanın babalık duygusunu tatminini sağlayacak şekilde daha uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

            Ayrıca kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalı-davacı babanın, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. O halde, davalı-davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilecek yerde, kişisel ilişkinin sınırlandırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Taraflar daha önce boşanmış, velayet anneye verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Dava ise 04.10.2013 tarihinde açılmıştır. Davacı anne, kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirir yeni bir neden ve maddi olgunun varlığını kanıtlayamamış, çocuğun menfaatinin bunu gerekli kıldığına ilişkin bir olgu da ortaya konulmamıştır. Öte yandan davacı annenin velayeti kendisine verilen müşterek çocuk ... ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkiyi fiili ayrılıkları döneminde ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da engellediği anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu