Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından; iştirak nafakasının miktarı, davalı-davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının kabulü, kendi açtığı kişisel ilişkinin kaldırılması veya değiştirilmesi davasının reddi yönünden, davalı-davacı tarafından ise; iştirak nafakasının miktarı, davacı-davalının reddedilen kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması davası nedeniyle lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalının, davalı-davacının kabul edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince...

    Anne tarafından iş bu dava 10.04.2015 tarihinde açılmış, anne çocuğun ilk okula gittiğini, boşanma kararında düzenlenen kişisel ilişkinin okul saatleri ile çakıştığını, bu nedenle yeniden düzenleme yapılarak her ayın 2. ve 4. haftası cumartesi saat 10.00 ile ertesi gün saat 17:00 arası kişisel ilişki düzenlenmesini, bayram, sömestr ve Ağustos ayında kurulan kişisel ilişkiye bir itirazının olmadığını beyan etmiştir. Toplanan delillerle, ortak çocuğun eğitim çağında olduğu bu nedenle her hafta, hafta içi kurulan kişisel ilişkinin çocuğun menfatine uygun olmadığı, bu nedenle kişisel ilişkinin ayın belirli hafta sonları düzenlenmesinin çocuğun menfaatine ve üstün yararına uygun olduğu anlaşılmaktadır....

      Mahkemece anne ile çocuk arasında, boşanma davasında kararlaştırılan ve devam eden kişisel ilişkinin tarihlerini değiştirmeksizin 2015 yılı yaz ayında müşterek çocuğun İzmir'deki akrabalarının nezaretinde akrabalarının evinde üvey baba ile yalnız kalmaksızın annesi ile kişisel ilişki kurmasına, ilerleyen yıllar için kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Boşanma ilamında yer alan kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girdiğine veya annenin bu hakkını çocuğun bakım ve eğitimi ve yetiştirilmesine ilişkin yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığına dair dosyada bir delil bulunmadığı gibi, mevcut kişisel ilişkinin değiştirilmesinin çocuğun menfaatini gerekli kıldığına ilişkin de bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda davanın tümünün reddi gerekirken; yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

        Mahkemece belirlenen kişisel ilişki dönemleri yanında, ayrıca baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek yeterlilikte, ayın belirli hafta sonlarında yatılı kişisel ilişki kurulmaması doğru olmadığı gibi, çocuk 6 yaşını tamamladıktan sonra her yıl Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkide, kişisel ilişkinin başlayış ve bitiş saatlerinin hükümde gösterilmemesi de infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Bu bakımdan mahkemece müşterek çocuğun okul durumunu etkileyemeyecek ve infaza elverişli şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru değil ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

          Somut uyuşmazlıkta yapılan yargılama ve toplanan deliller, dosyada yer alan bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı baba her ne kadar kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması yönünde talepte bulunmuş ise de çocuklarla anne arasında kurulan kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta bir olgunun ispatlanamadığı, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasının anne ile çocuklar arasındaki bağı tamamen koparacağı, böyle bir durumun da öncelikle çocukların üstün yararına uygun düşmeyeceği, ne var ki azın içinde çoğun da bulunduğu ilkesi gözetildiğinde talebin kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da kapsadığı, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; annelik duygularının tatmini ve çocukların üstün yararı dikkate alınarak kişisel ilişkinin tümden kaldırılması yerine yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması suretiyle yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması doğru görülmemiş ve bozmayı...

            "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların 16/12/2014 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşandıkları, velayetin davalı anneye verildiği, müşterek çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı baba boşanma davası sırasındaki koşulların aleyhine olacak şekilde değiştiğini ve ayrıca küçük ile daha sağlıklı bir ilişkilerinin olması gerektiği bu nedenle kişisel ilişkinin genişletilerek yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece ortak çocuk ile davacı babası arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesine karar verilmiş, kişisel ilişki kurulurken çocuğun 4 ve 6 yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır....

              DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2021 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma ilamı gereği ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini ve baba ile her hafta sonu pazar günü sabah saat 09.00'dan aynı gün saat 21.00'e kadar kişisel ilişki kurulduğunu, ortak çocuğun her hafta davalı baba ile görüştüğünü, çocuğun henüz bir yaşında olmasından dolayı tesis edilen kişisel ilişki günlerinin ortak çocuğa zarar verdiğini, yıpranmasına neden olduğunu, yaşı gereği anne ilgisine muhtaç olduğunu, böbreklerinde rahatsızlık olan ortak çocuğun babası ile neredeyse gün boyu olan kişisel ilişki günlerinin sonrasında rahatsızlık duyduğunu, özellikle kış aylarında her eve gelişinin ertesinde hastalandığını, gitmiş olduğu ortamı yabancıladığını, kişisel ilişkinin ortak çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini, uzman bir bilirkişiden rapor alınmasını ve ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir. II....

                Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır....

                  değiştirilmesi davasının kabulüne, çocuğun velâyetinin babaya verilerek anne ile kişisel ilişki tesisine ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine karar verilmiştir IV....

                    , bu yön gözetilerek kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiği, kişisel ilişki kurulmasındaki amacın, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanması olduğu, kişisel ilişkinin, çocuk ile velâyet kendisinde olmayan baba arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına uygun olması gerektiği, değişen koşullara göre,çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesinin gelecek yıllarda her zaman istenebileceği,velâyeti davalı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerektiği,baba arasında,babalık duygusunun tatminini sağlamaya ve aynı zamanda çocuğun yaşına uygun şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği, tarafların boşandığı tarihte ortak çocuk...’ın 2 yaşında olduğu,iş bu dava tarihi itibariyle ortak çocuğun 4-5 yaş aralığında olduğu, ortak çocuğun eğitim çağında olduğu bu nedenle her hafta kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı...

                      UYAP Entegrasyonu