(TMK m. 348) Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde nez şartlarının varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar. (TMK m. 183,349) Öyle ise, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK m. 183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi bozmayı gerektirir. 3- Velayeti babaya verilen ortak çocuk M. 12.05.2000 doğumludur. Mahkemece anne ile her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, çocuğun bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkileyebileceği gibi, babanın da velayet görevini yerine getirmesine engel olacak derecede fazladır. Küçüğün yaşı, eğitimi ve gelişimi, kişisel ilişkinin niteliği de göz önüne alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru görülmemiştir. 4- Ortak çocuk davanın devamı sırasında davalı- davacı baba yanında kalmaktadır....
Her iki dava eldeki dava üzerinden birleştirilmiş,mahkemece neticeten ve özetle"...davacı-davalı erkek tarafından açılan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddine-davalı-bir.davacı kadının birleşen davasında velayet değiştirilerek anneye verilmesine-baba ile kişisel ilişki tesisine"karar verilmiş,karara karşı davacı-birleşen davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacı-birleşen davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"....kararın hukuka aykırı olup yerinde olmadığını,raporların çelişkili olduğunu,öğretmenlerinin görüşünün alınmadığını,ispatlanamayan velayet değişikliği davasının reddi kendi davalarının kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. Davalı-bir.davacı vekili 28.03.2022 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle"...istinaf başvurusunun yerinde olmadığını,reddini"istemiştir. GEREKÇE :Dava,kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve birleşen davada velayetin değiştirilmesi talebinden ibarettir....
Davacı-davalı anne, dava dilekçesiyle velayetin değiştirilmesi yanında iştirak nafakası istemiş, eğer bu talebi kabul edilmez ise ortak çocukla olan kişisel ilişkisi günlerinin genişletilmesini talep etmiş, davalı-davacı baba da birleşen davasında anlaşmalı boşanma davasıyla kararlaştırılmadığından iştirak nafakasının hüküm altına alınmasını istemiş, mahkemece, kadının veleyetin değiştirilmesi, karşı davacı babanın da iştirak nafakası davaları kabul edilerek, ortak çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesine, velayetin değiştirilmesi davası kesinleştikten sonra çocuk yararına iştirak nafakasına, ayrıca baba içinde çocuğun anneye teslim edileceği tarihe kadar iştirak nafkasına ve babaya verilen iştirak nafakasının da anlaşmalı boşanma davasında ortak çocuk adına devri kararlaştırılan konutun tahmini kira geliri kadar mahsubuna karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/295 Esas 2021/333 Karar sayılı ilamında belirtilen velayetin değiştirilmesi talebinin reddine ve ortak velayet talebinin reddine kararının kaldırılarak müşterek çocuk Azra Çelikçi'nin velayetinin davalı anneden alınarak müvekkile verilmesini, davanın kabul edilmemesi halinde ise, müşterek çocuk Azra Çelikçi ile müvekkili arasında kişisel ilişkinin genişletilmesini talep ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, velayetin değiştirilmesine talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi gerekir. Velayeti babaya bırakılan 2003 doğumlu... ile anne arasında anne yanında yatılı kalacak şekilde uygun kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Öte yandan kişisel ilişkinin davacı baba nezaretinde kurulması da kişisel ilişkinin amacına aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. (HUMK 438/7 md.)...
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması mümkün olmadığı takdirde sınırlandırılması ve velâyetin değiştirilmesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının kabulü ile velâyetin değiştirilmesi talepli karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından her iki dava ve vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Asıl ve birleşen dava, müşterek çocuk ile kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasına karar verilmesi talebine ilişkindir....
Mahkememizce alınan 16/09/2020 tarihli sosyal inceleme raporunda mevcut kişisel ilişki şeklinin devam ettirilmesinin çocuğun yararına olduğu bildirildiğinden ve anlaşmalı boşanma sırasında belirlenen kişisel ilişkinin genişletilmesini gerektirir bir durum ispat edilemediğinden kişisel ilişkinin yeniden belirlenmesi talebi de reddedilmiştir." gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların velayetin değiştirilmesi taleplerinin reddi kararına yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahıkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı-karşılık davacı vekili Av. ... 13.10.2010 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan nedenle REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 08.11.2010 (Pzt.)...