Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi - Karşı Kişisel :İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından kendi davasının reddedilen bölümü yönünden; davalı-davacı anne tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece velayeti annede bulunan çocuğun baba ile kişisel ilişkisinin yeniden düzenlenmesine dair kurulan ilk hüküm Dairemizin 20.10.2016 tarih, 2016/l5134 esas ve 2016/13899 karar sayılı ilamı ile "... Çocukla babası arasında pedagog ya da psikolog gözetiminde kişisel ilişki tesisi doğru bulunmadığı gibi, kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas alınır. Çocuk 20.01.2011 doğumludur....

    Her ne kadar davalı-davacı baba hakkında yapılan soruşturma sonrasında yeterli delil olmadığından bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmişse de, tanık ifadeleri, hastane raporu ve uzman raporu uyarınca, çocukların huzurunun davalı-davacı baba ile kişisel ilişki nedeniyle ciddi olarak tehlikeye girdiği ve çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, çocuklar ile baba arasındaki kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının kabulü ile bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki düzenlenirken gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde gözönünde tutulur....

        (Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Karar tarihinden sonra yaklaşık bir yıl süre geçmiş olması sebebiyle, ana baba ve çocuğun şu an ki koşullarını bilmediği halde değerli çoğunluk temyiz aşamasında kendiliğinden kişisel ilişki düzenlemesi yapmıştır. Yargıtay'ın görevi yerel mahkeme yerine geçerek düzenleme yapmak değil, kararı denetlemektir. Çocuğun üstün yararının yerel mahkeme tarafından şu an ki koşullara göre belirlenip gerekirse uzman görüşü de alınarak uygun kişisel ilişki kurulması için hükmün bu sebeple bozulması gerekir. KARŞI OY YAZISI Çoğunluğun düzeltilerek onama sebebi olarak gösterdiği husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirir. Bu nedenle düzeltilerek onama kararı verilmeyip, hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesindeyim....

          Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti annede bulunan çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilirken, ayın belirli hafta sonları, yaz tatilleri ile yarıyıl tatilleri ve dini bayramlarda yatılı kalacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

            Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve ... için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde ... duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla ... arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da ... ... ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile ... arasında daha ... süreli olacak kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

              Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileri ki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık da gözetilmeden, şimdiden müşterek çocuk ile davalı baba arasında kademeli bir şekilde ve aynı şehir, ayrı şehir ayrımı yaparak kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olmuştur. Bu bakımdan, aynı şehir ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin ve kademeli olmaksızın babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

                Bu durumda, tarafların görüşü de alınarak belirlenecek davalının yakınlarından birinin gözetiminde kişisel ilişki kurulmalıdır” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuş, mahkemece bozmaya uyma kararı verilmiştir. Uyma kararından sonra yapılan yargılama sırasında davacı-karşı davalı erkeğin duruşmada gösterdiği tutum ve davranışları gerekçe göstererek her zaman yeniden kişisel ilişki tesisinin talep edilebileceğini şimdilik çocuk ile kişisel ilişki tesisine yer olmadığına karar vermiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin duruşmada sergilediği davranışlar, refakatli görüşme kararına tepki olarak gelişmiş olup çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimine etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılmasına göre çocuk ile kişisel ilişki tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                  Üçüncü kişilerin koşulları gerçekleştiği taktirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak kişisel ilişki süresi aile bağlarını güçlendirmek ve geliştirmeye elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Davacı amca ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması, her ne kadar babanın ölümünden sonra anne ile amca arasında babadan miras kalan taşınmazlarla ilgili sorun yaşandığı belirtilse de, kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı, kişisel ilişki nedeniyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi veya davacının bu hakkı amacına aykırı şekilde kullanması durumunda kişisel ilişkinin kaldırılması veya koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği hususları dikkate alındığında ve de uyuşmazlığın çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil dosyada bulunmadığından doğrudur....

                  Dairemizin 04.07.2023 tarihli ilamı ile; hüküm, davacı baba ve ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularının tatmini bakımından yetersiz olduğu, baba ile çocuk arasında yatılı olacak şekilde ve daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken bu yönün gözetilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur. B....

                    UYAP Entegrasyonu