Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kurulması-Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından, kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk Ekim, 07.10.2014 doğumludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, evlilik dışı doğan, davalı baba tarafından tanınan ve fiilen babanın yanında bulunan 20.11.2013 doğumlu müşterek çocuk Umut Kaan ile görüşemediğini iddia ederek çocukla görüşmesinin sağlanması ve kişisel ilişki kurulmasını talep etmiş, mahkemece davacı anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir (TMK m.337/1). Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m.33). Davacı annenin, müşterek çocukla görüşmesinin sağlanması yönündeki isteği çocuğun teslimi talebini de içerir....

      Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesi uyarınca kişisel ilişki kurulması davası niteliğindedir. Davacı babaanne tarafından, babası vefat etmiş torunu Hazal Ada Kurt ile arasında kişisel ilişki kurulması talep edilmiş, davalı anne tarafından ise davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. Davalı vekilinin kişisel ilişkinin tesis edilmesine ve kişisel ilişki gerçekleştirilme şekline yönelik istinaf isteminin değerlendirilmesinde; Davacının oğlu ve çocukların babası olan Mustafa Kurt 20/11/2018 tarihinde vefat etmiş, Hazal Ada Kurt 15/09/2018 tarihinde doğmuş ve dava ise 31/01/2020 tarihinde açılmıştır. TMK'nın 325. maddesi "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlara da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yolu ile uygulanır" hükmünü haizdir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması ve Soybağının Tespiti Taraflar arasındaki “kişisel ilişki tesisine” dair dava ile, aynı davacı tarafından davalıya karşı açılan “soybağının tespiti” davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, 3.4.2014 tarihinde açtığı dava ile, davalı ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen çocukla kişisel ilişki hakkı tanınmasını istemiştir. Bu davada, çocukla davacı arasında soybağı kurulmamış olduğunun görülmesi üzerine mahkemece, davacıya, çocukla soybağının kurulması davası açmak üzere süre verilmiş, davacı vekili tarafından, çocukla davacı arasında soybağının tespiti talebiyle 7.5.2014 tarihinde açılan 2014/351 esas sayılı dava, kişisel ilişki tesisine ilişkin dava ile birleştirilerek görülmüş; mahkemece; “ küçük ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı 2010 doğumlu torunu ile arasında kişisel ilişki kurulmasını istemiştir. Olağanüstü haller mevcutsa çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı, diğer kişilere özellikle hısımlarına da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır (TMK. 325 md.). Küçük Çilek Asya'nın annesi ile davacının oğlu olan babası boşanmışlar, velayet anneye verilmiş, küçük ile baba arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Küçüğün babası ve davacı İzmir'de oturmaktadır. Davacının, babanın kişisel görüş günlerinde torununu görme imkanı bulunmaktadır....

          Kadının bu talepleri hakkında yasal süresinde usule uygun şekilde talep edilmediğinden “Karar verilmesine yer olmadığına dair karar’ verilmesi gerekirken yazılı şekilde kadın lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Velayeti davacı-davalı kadına bırakılan müşterek çocuk ... 07.07.2014 doğumludur.Mahkemece ortak çocuk ile baba arasında "aynı yerde oturmaları hali" ve "ayrı yerde oturmaları" hali için ayrı ayrı ve yine yaşa göre değişen kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar aynı şehirde oturdukları gibi günümüzdeki ulaşım araçlarının kolaylığı da dikkate alındığında kişisel ilişki tesisinde taraflar ayrıca talep etmedikleri takdirde aynı yer, ayrı yer ayrımı yapılması da doğru değildir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun, sağlık, eğitim ve ahlak, bakamından yararları esas alınmalıdır (TMK m. 182/3). Çocuğun yaşı dikkate alındığında anne nezaretinde öngörülen kişisel ilişki çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa, üçüncü kişilerin gözetiminde kişisel ilişki öngörülebilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/3)....

              Mahkemece, her ayın ikinci ve dördüncü haftalarında kurulan yatılı kişisel ilişki yanında; dini bayramlarda kurulan kişisel ilişkinin yatılı olmaması ve okul yarıyıl ve yaz tatillerine yönelik olarak kişisel ilişki düzenlenmesinin kısıtlı şekilde yapılmış olması doğru değildir. O halde, mahkemece, daha uygun süre ile kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde yetersiz kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md.438/7). 3-Davacı-davalı anne, bu davada kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği halde, lehine vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün de düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md.438/7)....

                Ayrıca kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalı-davacı babanın, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. O halde, davalı-davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilecek yerde, kişisel ilişkinin sınırlandırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                  Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Tarafların müşterek çocuğu 2004 doğumludur. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden annenin Hollanda'da babanın ise Türkiye'de yaşadığı anlaşılmaktadır. Mevcut kişisel ilişki düzenlemesine göre baba ile çocuk yalnızca her yıl Temmuz ayında 15 gün süreyle yatılı kişisel ilişki kurabilmektedir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalının, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir....

                    UYAP Entegrasyonu