Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel ilişkinin temyizi anlaşmalı boşanma hükmünün bütününü içerir. Aksi düşünce "anlaşma" kavramı ile bağdaşmamaktadır. Davacı kişisel ilişki konusunda “anlaşmadıklarını” temyiz dilekçesinde açıklamaktadır. Mahkemece yapılacak iş; taraflardan kişisel ilişki süresi konusunda görüşlerini alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Anlaşmalı boşanma davalarında boşanmanın fer’i hükümleri konusunda hakimin tarafların görüşlerini almadan kendiliğinden düzenleme yapamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan sebeple değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....

    Antalya'da düzenlenen 16/10/2018 tarihli sosyal inceleme raporunda ilk 6 ay yatısız sonrasında ise yatılı olmak üzere kademeli kişisel ilişki kurulması önerilmiştir. Antalya 'dan alınan 30/10/2019 tarihli heyet raporunda ise; Her ayın 1. Ve 3. Hafta sonu yatısız kişisel ilişki tesisi önerilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ebeveynler için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez....

    Davacılar tarafından kişisel ilişki süresine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulmuş olup kişisel ilişki süresine hasren yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, davacılar ile torunları olan dava konusu çocukların yaklaşık sekiz yıldır görüşme diklerinin anlaşılması, sosyal inceleme raporunda davacılar ile davaya konu çocuklar arasında ayda bir hafta sonu ve dini bayramlarda belirlenecek bir gün içerisinde olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği yönünde görüş bildirilmesi, kişisel ilişkiye yönelik ilamların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip değişen koşullara göre her zaman istenebilmesinin mümkün olması gözetildiğinde kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Bu itibarla; İlk derece mahkemesince yazılı şekilde kişisel ilişki düzenlemesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir...

    ilişki kurulmasına karar verilmiştir.Taraflar halen farklı ilçelerde oturmakta olup, farklı şehirlerde oturuyor olsalar dahi gelişen ulaşım şartları ve kolaylığı nazara alındığında kişisel ilişki düzenlenirken böyle bir ayrıma gidilmesi doğru olmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının dava dilekçesinde, müşterek çocuk ....'ın velayetinin tedbiren anneye verilmesine dair talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Anne ve babanın her ikisinin de ... İlinde yaşadıkları göz önüne alındığında, çocukla kişisel ilişki konusunda, anne ve babanın aynı-ayrı şehirde yaşama durumlarına göre seçenekli kişisel ilişki düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır....

        O sebeple babanın açtığı kişisel ilişki kurulması isteğine ilişkin davanın reddedilmesini doğru bulmuyorum....

          Çocukla, ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan, velayeti babada bulunan çocuklarla anne arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocukların anne yanında, ayın belirli hafta sonları, yatılı da kalacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

            Baba ile çocuk arasında ayın belirli haftalarında gece yatılı kalacak şekilde ve yaz tatillerinde uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiğinin düşünülmemesi , dini bayramlarda kişisel ilişkinin çok kısa süreli kurulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu sebeple bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kişisel ilişkiye yönelik mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK m. 438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine “müşterek çocuk ile baba arasında her ayın 1 ve 3. hafta sonları Cumartesi günü saat 10:00'dan Pazar günü saat 17:00'ye kadar, her yıl temmuz ayında 1 Temmuz günü saat 10:00'dan 10 Temmuz günü saat 17:00'ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 11:00'den 3. günü saat 17:00'ye kadar, babalar gününde saat 11:00'den saat 17:00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına” sözcüklerinin yazılmasına...

              DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki "boşanma", "tedbir nafakası" ve "çocukla kişisel ilişki kurulması" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1281 esas sayılı dosyanın eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 29.11.2012 (Prş.)...

                Aile Mahkemesince 12.07.2012 tarihinde boşanmalarına karar verildiğini, kararla müşterek çocuğun velayetinin davalıya bırakıldığını, aynı kararla kendisi ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, kararın temyiz edilmesi sebebiyle henüz kesinleşmediğini, davalının “karar kesinleşmedikçe” çocuğu göstermeyeceğini söyleyerek, çocukla kişisel ilişki kurmasına rıza göstermediğini ileri sürerek, çocukla dava dilekçesinde belirttiği tarihler arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece; “... 1. Aile Mahkemesince verilen boşanma kararının kesinleşmesine kadar” çocukla davacı arasında kararda gösterilen sürelerde kişisel ilişki tesisine karar verilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacı, annenin çocuğu göstermediğini belirterek, boşanma kararı kesinleşinceye kadar çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmesini istediğine göre, istek kişisel ilişkinin tedbiren tesisi niteliğindedir....

                  UYAP Entegrasyonu