Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre tarafların ortak çocuğu 03.11.2015 doğumlu ...'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarı azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı-karşı davacı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun dört yaşına kadar ve dört yaşı sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir....
Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde ortak çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakası, davacı kadın yararına 12000 TL maddi, 10000 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4- Velayeti davacı anneye verilen ortak çocuklar ile davalı baba arasında her yıl Ağustos ayında düzenlenen kişisel ilişkide, kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi ile dini bayramlarda yatılı kişisel ilişki kurulması gerekirken yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece alınan 29.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda “davalı annenin şahsi ilişki konusundaki motivasyonu, mevcut yaşam koşulları ile sağlık durumu hakkında yeterli bilgi edinilememiş olması sebebiyle anne ile çocuk arasında ilk aşamada yatılı olmayan ve tarafların müşterek olarak uygun göreceği bir yetişkinin eşliğinde şahsi ilişki kurulmasının, anne ve çocuğun yalnız olarak görüşmesinin daha sonraki dönemlerde değerlendirilmesinin uygun olacağı” yönünde kanaat bildirilmiştir. Mahkemece, kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde yatılı olmayacak şekilde, 1 yıl bitiminde ise yatılı olmayı da kapsayacak şekilde kademeli kişisel ilişki tesis edilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur....
Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Davacılar küçüklerin büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Anne ve davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babalarını kaybetmiş çocukların bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi ve sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere aile bağlarının güçlendirilmesi amacıyla kurulacak kişisel ilişki çocukların yararına olacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen 16.02.2016 tarihli ek karar davalılar ... ile ...... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Talep eden anne; haklarında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1-c maddesine göre bakım tedbiri verilen ikiz çocukları 12.05.2008 doğumlu Sultan ve Nazlı ile, aleyhine talepte bulunulan kurumun yatılı kişisel ilişki kurulmasına izin vermediği gerekçesiyle, tedbir kararı verilen ... Aile Mahkemesi'nin 2014/381 esas .2014/589 karar sayılı dosyası üzerinden kişisel ilişki düzenlenmesini talep etmiş, mahkemece 16.02.2016 tarihli ek kararla anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlemesine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2021/43 Esas, 2021/160 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı boşandıklarını, 3 çocukları olup çocukların velayetinin anneye verildiğini, baba ile kişisel ilişki kurulduğunu, çocukların hali hazırda davalı anne yanında kaldıklarını, dede ve babaanne olan davacıların çocuklarla vakit geçirmesi, torun sevgisini tatmaları, aile bağlarının korunması açısından kişisel ilişki kurulması gerektiğini, davacılar ve davacıların oğlu Hakan Ceviz ile davalı arasında husumet, muhtelif ihtilaflar, derdest dava ve koruma kararları olduğunu, babanın da çocuklarla görüşmekte problem yaşadığını, davacılar ile torunları arasında kişisel ilişki kurulması için gerekli olağanüstü şartların oluştuğunu belirterek davacılar ile velayeti annede bulunan torunları Aysu, Kerem ve Zeynep arasında kişisel ilişki kurulmasına, baba Hakan Ceviz ile çocuk arasında kişisel ilişki kurma hakkı saklı kalmak kaydıyla davacılar ile torunlar arasında her ayın 4.haftası Cumartesi günü yatılı olacak şekilde bu mümkün...
Dosyanın incelenmesinden, taraflar arasında 30/11/2015 tarihinde açılan karşılıklı boşanma davasında tedbiren müşterek çocuk ile baba arasında çocuğun yaşına uygun olarak her ayın 1.ve3.haftası Cumartesi saat. 10.00 ile 16.00 arası olacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu, mahkemece boşanma davalarının reddine karar verilerek kararın yasa yollarından geçmek suretiyle 29/09/2016 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuğun boşanma dava tarihinden itibaren davalı annenin yanında yaşadığı anlaşılmaktadır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2022 tarih ve 2022/629 Esas, 2022/1127 Karar sayılı kararı ile mahkemece davalının 26.01.2022 tarihli cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği, kaldı ki kişisel ilişki düzenlemesinin kamu düzeni ile ilgili olup, aslolan çocuğun yüksek yararına bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmak olduğu, hal böyle olunca taraflarca sunulan tüm delillerinin toplanıp, birlikte değerlendirilerek kişisel ilişki konusunda karar verilmesi gerektiği halde eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru görülmediği, kabule göre de ortak çocuk ile davalı baba arasında düzenlenen kişisel ilişki çocuk iki yaşını dolduruncaya kadar, iki yaşını doldurduktan sonra ve 3 yaşını doldurduktan sonra ayrı ayrı düzenlenerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapıldığı, değişen koşullara göre, çocuğun yaşı gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebileceği, kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki...
Bölge adliye mahkemesince kişisel ilişki süresinin düzenlenmesine karar verilmesi doğru ise de; küçüklerin yurt dışında yaşadıkları da dikkate alınarak daha uygun süreli ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, kişisel ilişki kurulmasına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle bozulması üzerine duruşma açılarak bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, uyulan ilamda belirtilen gerekçe doğrultusunda; Dava babaanne ve dede tarafından açılmış torunları olan çocuklarla kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir. Davacılar, kişisel ilişki kurulması istenilen 2007 doğumlu T7 ve 2010 doğumlu T6'in dedesi ve babaannesidir. Davacıların oğulları 2015 tarihinde şehit düşmüştür. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocukların dedesi ve babaannesinin de çocuklarla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik dışı ilişkiden doğan 2015 doğumlu müşterek çocuklarının bulunduğunu, bu çocuğun taraflar arasında yaşanan süreçlerden etkilendiğini davacının ise çocuğuyla kişisel ilişki kurmak istediğini bu ilişki sırasında zaman zaman çocukla davacı arasında sorunlar yaşandığını, davalının da bu ilişkiyi kolaylaştırıcı, destekleyici olmasına rağmen zorlaştırıcı davranışlar sergilediğini, bu durumunun çocuğun davacı ile kişisel ilişki kurulması öncesi ve sonrasında zaman zaman psikolojik sorunlar yaşamasına sebep olduğuni, bu amaçla çocukla baba arasında kişisel ilişkinin kurulmasına çocuğun alıştırılması yönünde danışmanlık tedbiri verilmiş, uzun zaman süreci içinde yapılan danışmanlık tedbirlerinin sonucunda da yeterli ve istenen düzeyde bir sonuç sağlanamamış ise de çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması gerektiği kanaatine varılmakla, çocukla baba arasında taraflar ve çocukla...