SHM 2020/323 Esas sayılı dosyası ile açılan kayyım davasında ;".... taşınmazın aktif ve pasif tapu kaydının çıkarılarak mahkememize gönderildiği, tapulama tutanaklarında Kurban oğlu Abdi Atalay'ın ölü olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır." gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle Abdi ATALAY'ın ölü olduğuna dair tapulama tutanaklarına istinaden, Ölü Kaydının işlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.07.2022 tarih ve 2022/51 Esas - 2022/227 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kalırılması gerektiği talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kişinin ölü olduğunun tespitine ilişkindir. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ve İlçe Nüfus Müdürlüğü yazı cevaplarına göre Abdi Atalay'ın nüfus kaydı olmadığı anlaşılmıştır....
Taşınmazların, kadastro tesbiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Kayıt düzeltme davalarında mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında,....lçesi nüfusuna kayıtlı ... kızı ...r ile ... kızı ...r isimli iki kişinin daha var olduğu anlaşılmaktadır. ... kızı ...r ölü olup, diğer ...r'in sağ olup olmadığı nüfus kaydından anlaşılamamaktadır. Mahkemece tapu kayıt maliki ...r ile nüfusa kayıtlı diğer iki ... Üçer adlı şahısların bir ilgisinin olup olmadığı araştırılmamıştır....
Kabule göre de; 2- Ölü olduğunun tespiti istenilen kişinin ölüm tarihinin de belirlenerek nüfusa tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Ölümün Tespiti istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Bu durumda, davacıdan iddiasını ispat için kanıt göstermesinin istenmesi, gerekmesi halinde re'sen delil toplanması, davacının iddiasındaki vakıları bilebilecek tanıkların kolluk aracılığı ile tespiti ve dinlenmesi sonucu ilgilinin ölü veya sağ olduğunun tespiti ve ölü ise ölüm tarihinin belirlenmesine karar verilmesi gerekir. (Bknz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/7489 Esas, 2018/9840 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça Mersin 1....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....
Davacılar vekilinin 27/11/2019 tarihli ıslah dilekçesinde Buruk mahallesi 9 pafta 651 parsel sayılı taşınmazdaki hissedar Bekir’in Ahmet olan baba adının İbrahim olarak düzeltilmesi istemini atiye bıraktıklarını ve 581 sayılı parselde Bekir’in baba adını Ahmet olarak yazılması talep etmiştir. Taşınmazlarla ilgili 581 nolu parselle ilgili 10/08/1963 tarihli kadastro tespit tutanağı düzenlemiş ve (.... Keza Bekirinde 1339 yılında ölümü ile oğlu ahmet ve bilinmeyen mirasçılarını tarkettiği .....) ve 651 nolu parselle ilgili 13/09/1963 tarihli kadastro tespit tutanağı düzenlemiş ve (.... Ölü tapu malikleri Ali, Mehmet, Ayşe ve Bekir adlarına tespiti yapıldığı .....) şeklinde tespit yapıldığı ve kesinleştiği anlaşılmıştır. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 31.12.2007 gününde verilen dilekçe ile muris ile tapu malikinin aynı kişi olduğunun tespiti ile tapu kaydının mirasçılar adına tashihen tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulü ile veraset ilamında yazılı davacı murisi ... ile aynı kişi olduğunun tespiti fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen 14.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarından, 1994 yılında yapılan kadastro çalışmasında senetsizden, 20 yılı aşkın süredir zilyedi bulunan “... oğlu, ... ...’nin” 1994 yılında ölümü ile eşi ... kızı ... ve çocukları ..., ..., ... ve kendisinden önce ölen çocuğu ...’nin çocukları adına tespitin yapıldığı anlaşılmaktadır. Kök muris “... oğlu, ... ...’nin” nüfus kayıtlarında, “... vatandaşlık numaralı 01.07.1933 doğumlu, 2009 yılında evli ölü ...”; “... vatandaşlık numaralı, 01.09.1939 doğumlu, sağ ...” ve “... vatandaşlık numaralı 01.01.1943 doğumlu, 03.06.1950 tarihinde ölü ...” kaydı bulunmaktadır....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....