Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar dava konusu taşınmazların malik sutununda kayıt malikinin ölü olduğu bilgisinin mevcut olmadığı gerekçesi ile karar bozulmuşsa da davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesine eklediği taşınmazlara ait tapu kütüğünün fotokopisinde kayıt malikinin ölü olduğu bilgisinin bulunduğu anlaşıldığından maddi hata sonucu verilen Dairemizin 28.11.2011 günlü ve 2011/13753-14391 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelendi. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan mahkeme kararının onanması gerektiği halde, yanılgılı değerlendirme sonucu bozulduğu bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile hüküm onanmalıdır....

    Dosyanın incelenmesinden, davacının Şerif ve İsmihan oğlu Ali Hancıoğlu, dedesinin ise Şerif ve Mihri oğlu Ali Hancıoğlu olduğu, taşınmazların 2009 yılında kadastro tespitleri sırasında Şerif oğlu Ali Hancıoğlu adına tespit gördüğü, kadastro tespiti sırasında bu tespit malikinin kimlik bilgisinin tutanağa işlenmediği ancak bazılarında kayıt malikinin ölü olduğunun belirtildiği, davacının, dedesi ile aynı isim ve baba isimlerine sahip olduğu, Tapu sicil müdürlüğünün yazısından taşınmazların dede Ali Hancıoğlu adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....

    Belirtilen nedenle mahkemece gerek davacının ve gerekse ölü olduğu bildirilen kişinin anne-baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tabloları nüfus müdürlüğünden getirtilmeli, tutanakların edinme sebebine ilişkin kısmı dikkate alınarak kayıtlar denetlenmeli, kimlik numaralarından da yararlanılarak yapılacak araştırma sonucu oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Tüm bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Bu saptama yapılırken düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli, nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.Mahkemece dava konusu taşınmazın imar uygulamasından önceki 3329 ada 33 parsele ait tapu kaydı getirtilerek tapu maliki ile ismi düzeltilmesi istenen kişinin aynı kişi olup olmadığı hususu denetlenmemiştir. Ayrıca, “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğü’ nün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki, bunların arasında malikin eşinin adı, anne adı ve doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez....

        ın doğum tarihinin 1310 olduğu, geri çevirme kararından sonra dosya içerisine alınan nüfus kayıt suretinde sağ olduğu tesbit edilen ... oğlu ... isimli şahsın ise 01.02.1962 doğumlu olduğu, dolayısı ile bu kişilerin aynı kişi olmadığı anlaşıldığına göre, dava konusu taşınmazın gerçek malikinin kimlik bilgilerinin taraflara sorularak tesbit edilip, dava konusu taşınmazın gerçek tapu malikinin ölü olup olmadığının tesbiti ile ölü olduğunun anlaşılması halinde mirasçılık belgesinin dosya arasına alınması ve tüm mirasçılarına gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin tebliği ile temyiz ve cevap süresinin beklenmesinden ve istenilen hususların yerine getirildiğinin mahkeme hakimince bizzat denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          nın eşinin ve tüm çocuklarının babasının adının ... olduğu, dava konusu parsele ait mahkeme dosyasında yer alan bilgilere göre ise ...'nin çocuklarının babasının adının ... olduğu, tapuda kayıt düzeltimi yapılırken mülkiyet nakline sebebiyet vermemek için öncelikle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi gerektiği, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 28 parsel sayılı taşınmazın 28.12.1951 tarihinde Ağustos 1289 tarihli 50 nolu tapu kaydına istinaden ".....'in kızı ...'nin 318' de ölerek evlatları ... ve ... ve ... ve ... ve ... ve ...'i terkettiği... ...'in de 332'de ölümü ile kardeşleri ... ve ... ve ... ve ... ile ölü ...'un çocukları ... ve ...'ü terk ettiği.." açıklaması ile bir kısım payların ... çocukları, ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tespitinin yapıldığı, tespite itiraz üzerine Mahkemece, 80/320 payın ... kızı ölü ... mirasçıları adna tesciline karar verildiği, ......

            Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

              Buna göre mahkemece yapılması gereken iş: 1- Öncelikle; dava konusu taşınmazın tapu kaydı, tapulama tutanakları ve tüm tedavülleri ile birlikte ilgili birimden getirtilerek, dosyadaki belediye yazı ekinde bulunan emlak bildiriminde yazılı adres, vergi kimlik numarası ve cep telefonu numarası da belirtilmek suretiyle, emlak bildiriminde adı geçen T3 adlı kişinin baba adının, varsa T.C. kimlik numarasının ne olduğu, bu arada nüfus yazısı ekinde gönderilen "Mehmet Emin oğlu T3" adlı kişinin emlak bildiriminde adı geçen T3 ile aynı kişi olup olmadığının irdelenmesi, ayrıca bu kişinin; tebliğe yarar adresinin, sağ veya ölü olup olmadığının, ölü ise mirasçılarının kimlik ve adres bilgilerinin yeniden nüfus ve zabıta marifetiyle araştırılması, 2- Bu araştırmalardan sonra; emlak bildiriminde adı geçen T3 adlı kişinin veya ölü ise mirasçılarının açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi halinde, belirlenen kişiye veya mirasçılarına dava dilekçesi ile yargılama sırasında yapılan tüm işlemler...

              Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davacı, davaya konu 365 ada 40 parsel sayılı taşınmaz kaydında murisinin “... oğlu ...” şeklinde yazılı olan kimlik bilgisinin “... oğlu ... ” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davacının babası ... oğlu ...’nun 1956 yılında vefat ettiği kadastro çalışmalarının yapıldığı yıl olan 1978 tarihinde taşınmaza zilyet olamayacağı, kadastro tespit bilirkişilerinin de dava tarihinden önce ölmesi nedeniyle beyanlarına başvurulamayacağı ve bu haliyle dava ispat edilmediğinden bahisle dava reddolunmuştur. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Kaydında düzeltme talep edilen 365 ada 40 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde "tapusuz olan yerlerden olup 30 seneyi aşan bir süreden beri ... adlı şahsın zilyet ve tasarrufunda olduğunun" belirtildiği görülmüştür....

                Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; davacı, kardeşi ...'ın 1971 yılında vefat ettiğini kardeşinin "ölü" kaydının kendi nüfus kaydına yazıldığını, Kayseri Asliye Hukuk mahkemesinin 1980/645 E 1980/437 K sayılı kararı ile kendisinin sağ olduğunun tespiti ve nüfus kaydındaki "ölü" ibaresinin iptaline karar verildiğini belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki “... oğlu ...” şeklindeki kimlik bilgilerinin “ ... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın edinilmesine ilişkin 10.02.1975 tarihli resmi senet incelendiğinde taşınmazın ...'a velayeten babası ... ... ve annesi ... ... tarafından ... adına 210/21500 paylı olarak satın alınmıştır. Dosya içerisinde bulunan davacıya ait anne, baba ve kardeşleri gösterir nüfus kaydı incelendiğinde; 15.03.1927 doğumlu ... ...'...

                  UYAP Entegrasyonu