Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY YAZISI Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına kişilik haklarına yapılan saldırının nitelik ve derecesine göre davacı yararına takdir edilen manevi tazminat ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazladır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktara hükmedilmek üzere hükmün manevi tazminat bakımından bozulması gerektiği düşüncesiyle, bu yönden sayın çoğunluğa katılmıyorum....

    haklarına yapılan saldırının kapsam ve derecesine ve kusur durumlarına göre, davacı (kadın) yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının, tazminat yükümlüsünün boşanmaya sebep olan eylemleriyle orantılı olmadığı, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ölçüsünü aştığı ve fazla olduğu, hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk kararına bu yönüyle katılmıyorum....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkekten kaynaklanan, davalı-davacı kadının kişilik haklarına yönelik bir saldırının varlığı ispatlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde davalı-davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir....

        Dava, ...... yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekillerince temyiz olunmuştur Davacı, ...... gazetesinin 21/05/2009 günlü sayısında davalılardan...... tarafından yazılan "......" bu defa yargı ile mi?" başlıklı köşe yazısında eleştiri sınırının aşıldığını,manevi haklara ağır saldırı niteliğinde ifadeler kullanıldığını belirterek kişilik haklarına saldırı nedeni ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar ise; dava konusu yazıda davacının kişilik haklarını ihlal edecek içerik ve ifadeler bulunmadığını,kamuoyu tarafından yakından takip edilen ve ......'...

          Borçlar Yasası'nın 49. maddesi gereğince basının sorumlu tutulabilmesi için; yayın ya da eleştirinin kişilik haklarını zedelemesi, bu zedelemenin manevi bir zarar doğurması, kişilik haklarına saldırı ile gerçekleşen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunması, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırı olması ve hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması gerekir. Hukuka uygunluk nedenleri veya hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenler ise; gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve toplumsal ilgi gibi öze ilişkin koşulları ve konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık, anlatım ve sergilenişteki ölçülülük niteliğindeki biçime ilişkin koşullardır. Yayımlanmasında kamu yararı bulunan gerçek ve güncel bir haberin ya da eleştirinin özle biçim arasında denge kurularak yayımlanması durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkar ve artık basın sorumlu tutulamaz....

            Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

            nun 24.maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. Aynı kanunun 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK.nun 49.maddesinde de saldırının yaptırımı düzenleme altına alınmıştır. Görüldüğü üzere, Anayasa'da ve yasalarda kişinin hak arama özgürlüğü ile kişilik değerleri güvence altına alınmıştır.İşte bu noktada, hak arama özgürlüğü ile kişilik hakları karşı karşıya gelmiş olabilir. Sorun bu değerlerden hangisine üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır. Bir taraftan kişinin hak arama özgürlüğü güvence altına alınmışken, diğer taraftan kişilik hakları da Anayasal ve yasal güvence altına alınmıştır. Buna karşın kişi, hakkını ararken, karşı yanın kişilik değerlerine saldırıda bulunabilir. Onu hukuka aykırı bir eylemle suçlayabilir. Hukukun, karşı karşıya gelen bu iki değeri aynı konuda ve zamanda koruma altına aldığı düşünülemez....

              Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nin 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2020 NUMARASI : 2020/76 ESAS 2020/375 KARAR DAVA KONUSU : Kişilik Hakları (Kişilik Haklarına Saldırının Önlenmesi) KARAR : Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/76 Esas 2020/375 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi....

              Uyuşmazlık, internet sitesinde kişilik haklarına saldırı teşkil eden yayının tedbir yoluyla önlenmesi veya içerikten çıkarılması isteminin, tek başına ya da tazminat istemiyle birlikte talep edilmesi halinde genel yetkili mahkemece değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 23/05/2007 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “5651 sayılı İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında Kanunun” 1. maddesinde; “içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usûllerin” düzenlendiği, Aynı yasanın 9. maddesinin 1. fıkrasında; “İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından...

                UYAP Entegrasyonu