Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haber içeriğinde kullanılan maymun lakaplı ibaresi davacının kişilik haklarına yönelik olarak doğrudan saldırı teşkil etmemektedir. Dairemizin ve ifade özgürlüğü ve haber kaynağının açıklanması bakımından esas aldığı kriterler göz önünde bulundurulduğunda somut olayda ilde yapılan bir soruşturma nedeniyle davacı ile ilgili olarak yapılan haberin Anayasa tarafından güvence altına alınan basın özgürlüğü çerçevesinde basının toplumu bilgilendirme yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Kişilik haklarına saldırının kabulü için aranan şartlar oluşmamıştır. Haberin yayınlanmasında kamu yararı bulunmaktadır. Güncel olup, özle biçim arasındaki denge bozulmamıştır. Haber hukuka uygun olduğundan davanın reddine ilişkin kararın onanması gerekirken bozulmuş olduğundan davalı ...’ın karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin bozma kararı kaldırılmalı ve karar açıklanan nedenlerle onanmalıdır....

    Görüldüğü üzere, 4721 sayılı TMK’nun 24.maddesinde; hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırı karşısında, saldırılan kimseye hukuki koruma sağlanacağı, kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırının hukuka aykırı olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 25.maddesinde de, hukuka aykırı bir şekilde kişilik haklarına saldırı karşısında hangi hukuki çarelere başvurulabileceğine işaret edilmiş; mülga 818 sayılı BK'nun 49. maddesinde ise, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Kanunda kişilik hakkının tanımı yapılmadığı gibi, nelerin kişilik haklarına dahil olduğunu da belirtmemiştir....

      K A R A R Hükmüne uyulan Dairemizin 14/01/2020 tarihli ve 2017/2663 esas, 2020/43 karar sayılı ilamı ile; “davaya konu haberin gerçeği yansıtmadığı, davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleştiği, yayımlanan haberin bir gün sonraki gazete nüshasında ve ilk yayımlandığından başka bir sayfada daha küçük puntolarla düzeltilmiş olmasının tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırmayıp yalnızca tazminat miktarını etkilediği, yayının hukuka aykırı olduğu benimsenerek davacı yararına dosya içeriğine uygun şekilde bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi” gereğine değinilerek, hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiş; davalılar vekilinin karar düzeltme istemi ise Dairemizin 19/10/2020 tarihli ve 2020/2265 esas, 2020/3491 karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

        KARAR Hükmüne uyulan Dairemizin 26/12/017 tarihli ve 2016/24 esas, 2017/8704 karar sayılı ilamında; dava konusu yazıda davacıya ilişkin güncelliği bulunmayan ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karara konu olaylara ve iddialara yer verilmekle kişilik haklarına saldırının gerçekleştiği, yayın hukuka aykırı olduğundan davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalılar vekilinin karar düzeltme istemi reddedilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, yayın talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalıdan kaynaklanan, davacı kadının kişilik haklarına yönelik bir saldırının varlığı ispatlanamamıştır. Birlik görevlerinin yerine getirilmemesi kişilik haklarına saldırı oluşturmaz. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma davalarında, manevi tazminata (TMK m. 174/2) karar verilebilmesi için, tazminat isteyen tarafın kusursuz veya daha az kusurlu bulunması yanında, boşanmaya neden olan olaylarda kişilik haklarına saldırının da gerçekleşmiş olması gerekmektedir....

              Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

              Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

                AŞ. yazarı ... arasında karşılıklı kaleme alınan yazılar nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğinin tespiti ve kararın yayımlanması talep edilmiştir. Yerel mahkemece yazılarda çarpıcı başlık kullanılması ve kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması nedeniyle dava reddedilmiştir. Davacı, Basın Konseyi Başkanı ve ... Gazetesi başyazarı olarak görev yapmakta iken bir iddiayı açıklığa kavuşturmak ve gerçeği ortaya çıkarmak maksatlı davalı yayın kuruluşu köşe yazarı davalı ... ile karşılıklı yazışmıştır. ... Gazetesinin 2/2/2009 günlü yazısında davalı ... "şerefsizi hürriyetten satın aldım", başlığıyla davacıyı yalancılıkla suçladığı, şerefsiz sözcüğünü kullanarak gerekmediği halde davacının resmini de köşesinde kullandığı anlaşılmıştır....

                  Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, Türk Borçlar Kanununun 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu