Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl davada davacı vekili; müvekkili ile evli olan davalının, boşanma davası devam ederken başka kişilerle ilişki yaşayarak sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının bu eylemleri nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Birleşen davada davacı vekili; davalı ile müvekkilinin boşanmalarına ilişkin karar henüz kesinleşmeden, davalının müvekkilini birden fazla kişiyle aldattığını, davalının bu eylemlerinin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek uğranılan manevi zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Asıl ve birleşen dosyalarda davalılar; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır....

    manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/07/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aile hekimi olarak görev yaptığını, davalının bir sosyal paylaşım sitesindeki forumda kendisi hakkında '' .... aile hekimliği yapan sayın Dr. ... ikameti .... olduğu halde tedavi amacıyla ilinize iki aylığına giden hastamı ilaçlarını yazmam diyerek tehdit etmiştir. Konu .......

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/52 Esas sayılı dosyasında taraf avukatı olduğunu, bilirkişi olan davalı tarafından düzenlenen ek raporda sarfedilen sözlerin kişilik haklarını zedelediğini belirterek manevi zararının tazmini isteminden bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Karşı davada davacı, aynı dosyada kendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna karşı avukat olan davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesinde sarfedilen sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu beyanla, manevi tazminat isteminde bulunmuştur Davalı, iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Asıl davada davalının bilirkişi sıfatıyla düzenlemiş olduğu ek raporda ve karşı davada davalının taraf avukatı sıfatıyla vermiş olduğu davaya konu dilekçede geçen söz ve ifadelerin kanaat belirtme ve savunma sınırları içerisinde kaldığı, kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          Manevi tazminatın dayanağı 4721 sayılı TMK'nun 24 ve (eski) 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. yeni TBK'nun ise 58. maddeleridir. TMK.nun 24. maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Manevi tazminata hükmedilirken; şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 17/06/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/02/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

                AŞ ve diğerleri aleyhine 09/04/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi katılma yoluyla davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi ve kararın yayınlanmasına ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm; taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının Taraf Gazetesinin 01/04/2014, 02/04/2014, 03/04/2014 tarihli nüshalarında davalılardan ... tarafından yazılan “... haklı çıktı”, “Açığa imza ile sahte belge”, “Ali Tıp sahtekarlığı tespit etti”, “O belgeyle medya grubu kurdu”, “.....

                  Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Yine BK.nun 49/1 maddesi "şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. BK.nun 98.maddesi delaletiyle haksız fiiller babında yer alan 49.maddesinin sözleşme ilişkilerine de uygulanabileceği konusunda bir duraksama olmamalıdır. Ne var ki, manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı da aranmalıdır. Sözleşme ilişkilerinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir....

                    Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Aynı şekilde birlik görevlerini yerine getirmemek, evin ihtiyaçları ile ilgilenmemek, ev kirasını veya faturaları ödememek, evi sebepsiz terk etmek, eve bakmamak, eve geç gelmek, bağımsız konut temin etmemek, birlikte yaşamaktan kaçınmak, çalışmamak, sık iş değiştirmek, mali yükümlülükleri yerine getirmemek, dava açarak fiili ayrılığa sebebiyet vermek gibi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmeyen kusurlu davranışlar nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verilemez. 8....

                      UYAP Entegrasyonu