Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 06/02/2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi ve 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise 26.04.1975 tarihinde ilân edilmek suretiyle kesinleşmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; " kesinleşmiş orman kadastro tutanaklarına göre orman vasfında olan ve memleket haritaları ve hava fotoğrafları çakıştırmasında da orman olduğu belirlenen bir yerin zilyetlikle kazanılamayacağı gibi kadastro işlemleri sırasında yapılan yanlış işlem sonucu tapuya tescil edilmesinin de kayıt maliklerine bir hak vermeyeceği, tapu siciline güven ilkesi ve iyi niyetle orman olan alanda mülkiyetin kazanılamayacağı, bu nedenle kesinleşmiş orman kadastro haritası sınırları içerisinde kalan ve orman vasfında olduğu belirlenen alanlara ilişkin mevcut tapu kaydının iptaline karar verilmesi gerektiği " gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Köyü 103 parsel sayılı taşınmazın yörede 1939 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı; ancak, genel arazi kadastrosu sırasında gerçek kişiler adına tesbit ve tescil edildiği ve intikaller sonucu davalı adına tescil edildiği iddiasıyla davalı adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve 3402 sayılı Kanunun 22. maddesi gereğince kesinleşmiş orman tahdidine ilişkin belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılmasına karar verilmiş, daha sonru Orman Yönetiminin 31.05.2013 tarihli dilekçesi sonucu, mahkemece 27.03.2014 tarihinde dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle tesciline ilişkin olarak hüküm tavzih edilmiş; hüküm ve tavzih kararı,......
Dosya kapsamından, davacı ... tarafından davalı ... aleyhinde dava konusu taşınmazla ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescili davası açıldığı, mahkemece yörede orman kadastrosu çalışmaları yapıldığından bahisle görevizlik yönünde hüküm kurularak dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kadastro mahkemesi tarafından ise eldeki bu davanın yine davacı ... tarafından açılan orman tahdidine itiraz davası ile birleştirildiği; bu haliyle tapu iptali ve tescili davası yönünden karşılıklı olarak verilmiş bir görevsizlik kararı bulunduğu, orman tahdidine itiraz davası yönünden ise henüz asliye hukuk mahkemesince yapılmış bir değerlendirme ve alınmış bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu olgular karşısında, orman tahdidine itiraz davası yönünden henüz görev uyuşmazlığı ortaya çıkmadığından merci tayini yönünden bir karar verilmesine gerek bulunmamakta olup, incelemenin, tapu iptal ve tescil davası ile sınırlı olarak yapılması gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/11/1994 gün ve 1994/38 E. - 1994/443 K. sayılı kararında yer alan "..., ... köyü 102 sayılı parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesi uyarınca kesinleşmiş orman tahdidine ilişkin kayıt ve belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılmasına" şeklindeki hüküm fıkrası nedeniyle dava konusu taşınmazın davacı adına tescil işleminin yapılamadığını ileri sürerek hüküm fıkrasının taşınmazın "orman vasfıyla Hazine adına tesciline" şeklinde tavzihini talep etmiştir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu, bölgede 1954 yılında kesinleşen orman tahdit tutanaklarında da ... tarafından ibraz olunan tapu kaydı hudut işaretleriyle sınırlandırılan tarlanın ... adına tahdidine karar verildiği ve etrafının ...Devlet Ormanı olduğu belirtildiğine ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 10.10.2013 günü oy birliği ile karar verildi....
Köyü (...) 7310 ada 9 parsel sayılı 1000 m² yüzölçümündeki taşınmazın, 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını iddia ederek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.Davalı vekili, 3402 sayılı Kanunun 12. maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, Medeni Kanunun 712. maddesi gereğince iyiniyetli iktisabın davalı yararına gerçekleştiğinden davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli parselin davalı ... olan tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
Köyü (Mahallesi) 7452 ada 9 parsel sayılı 1005 m² yüzölçümlü taşınmazın, 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, 3402 sayılı Kanunun 12. maddesine göre on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu Medenî Kanunun 712. maddesi gereğince iyiniyetli iktisabın davalı yararına gerçekleştiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne; çekişmeli parselin davalı ... olan tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davanın, orman tahdidine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, 6 aylık ilân süresi içinde açılacak tahtide itiraz davalarının kadastro mahkemesince görülmesi gerekmekte ise de tapu iptali ve tescil davalarının kadastro mahkemesinde değil genel mahkemelerde görülmesinin gerektiği açıklanarak, Mahkemece orman tahdidine itiraz yönünden taşınmazın orman sınırları içerisine alınmasına karar vermekle yetinilmesi, davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden ise görevsizlik kararı verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Kadastro Mahkemesince; “Davanın, orman tahdidine itiraza dönüşen bölümü yönünden kadastro mahkemesi görevli olmakla birlikte, tapu iptali ve tescil istemi yönünden asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu” gerekçesiyle, dosya tefrik edilerek tapu iptali ve tescil davası yönünden karşı görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunda mülkiyete ilişkin hakların tartışma konusu yapılamayacağı ve davacı idare tarafından taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescili talep edildiği için dava, uygulama kadastrosuna itiraz davası olmayıp mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır....